Son dönemde TikTok’ta “canlı yayın” furyası dikkat çekici bir ivmeyle büyüyor. Ancak bu yayınların çoğu sadece eğlence veya bilgi vermekle sınırlı değil. Yayın açan kullanıcılar, izleyicilerden gelen sanal hediyeler yoluyla ciddi gelir elde ediyor. Bu sanal hediyeler, TikTok içinde gerçek para karşılığı satın alınıyor ve yayıncıya bir komisyonla dönüş yapıyor.

Bazı kullanıcılar, saatlerce sadece ekrana bakarak ya da sohbet ederek bu “bahşiş” sisteminden gelir elde ediyor. Bu durum, kamuoyunda “dijital dilencilik” kavramını tartışmaya açtı. Özellikle genç yaş grubunun bu tür yayınlara yönelmesi endişe yaratıyor.

Sosyolog Dr. İrem Yaman’a göre bu durum yeni bir dijital ekonomi biçimi:

“Bu aslında geleneksel dilenciliğin sanal dünyaya evrilmiş hali. Karşılıksız hediye isteme hali etik sorunlar yaratıyor. Ancak bunu planlı ve içerik temelli yapanlar içinse bir meslek kolu haline gelebilir.”

TikTok fenomeni G.K. ise farklı düşünüyor:

“İnsanlar bize zamanını veriyor, biz de eğlendiriyoruz. Bahşiş gönüllü bir sistem. Dilencilikle ilgisi yok.”

Avukat Barış Uçkan ise konunun gri bir alanda olduğuna dikkat çekiyor:

“Türkiye’de bu tür dijital gelirlerin vergilendirilmesi konusunda yeterli yasal çerçeve henüz yok. Özellikle çocuk yaştaki yayıncılar için ciddi riskler var.”