Artan enflasyon, sürekli yükselen market fiyatları ve alım gücündeki düşüş, vatandaşları alternatif ekonomik modeller aramaya yöneltti. Bu arayış, özellikle büyükşehirlerde hızla yayılan takas pazarları ve dayanışma ağlarıyla somut bir harekete dönüştü.

Takas pazarlarında para geçmiyor. Bir çocuk montu getirip evinize kitapla dönebileceğiniz bu sistem, hem ekonomik yükü hafifletiyor hem de israfı önlüyor. İstanbul Kadıköy, İzmir Karşıyaka ve Ankara Batıkent’te bu tür pazarlar düzenli hale geldi.

Artık sosyal medya gruplarında da “elimde bu var, şunu arıyorum” ilanları paylaşılıyor. Gıda, temizlik malzemesi, kıyafet hatta elektronik ürünler bile takas ediliyor.

Takas pazarı organizatörleri, bu sistemin yalnızca maddi değil manevi getirisi de olduğuna dikkat çekiyor: “Komşuluk ilişkileri güçleniyor, yardımlaşma yayılıyor.”

Vatandaşlar, belediyelere çağrıda bulunuyor: "Semt pazarlarının bir bölümü takas günlerine ayrılabilir. Bu sistem teşvik edilmeli."

Sadece alıcı değil, katılımcı ekonomiye geçiş başlıyor. Enflasyon karşısında bireysel değil toplumsal çözümler öne çıkıyor.