Genel Af Beklentisi Artıyor: Siyaset Sessiz, Toplum Umutlu

Türkiye’de “genel af” konusu, yeniden tartışma zeminine oturdu.    Özellikle cezaevlerindeki yoğunluk ve mahkum yakınlarının sosyal medya üzerinden yürüttüğü kampanyalar, beklentileri yükseltti. Bu durum, siyasetin af kartını yeniden açıp açmayacağı sorusunu gündeme getiriyor.   2020 yılında çıkarılan infaz yasasıyla yaklaşık 90 bin mahkum tahliye edilmiş, ancak bu düzenleme kapsam dışı kalan kesimlerde “genel af” talebini ortadan kaldırmamıştı. O günden bu yana, özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “toplumsal barış için af” söylemi, hafızalarda yerini koruyor.   Anayasa değişikliği gibi siyasi başlıkların masada olması, affın yeniden bir pazarlık unsuru olabileceği yorumlarını güçlendiriyor. Ancak Adalet Bakanlığı ve AK Parti cephesinden, şu ana dek bu yönde somut bir adım ya da açıklama gelmiş değil.   Öte yandan, Türkiye’deki cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklu sayısı yüksek kapasiteyi aşmış durumda.    Bu durum, hükümetin “infaz indirimi” gibi alternatif yollara yeniden başvurabileceğini gösteriyor. Ancak “genel af” kelimesi, halen hem siyasi hem de toplumsal açıdan oldukça hassas bir kavram.   Bazı çevreler affın mağdurlar açısından vicdanları yaralayacağını savunurken, diğer bir kesim ise devletin adaletle merhameti birlikte gözetmesi gerektiğini belirtiyor.