Değerler Eğitimi Üzerine

Bilgi ile Hikmet Arasındaki Ayrım

Bilgi, insana eşyayı tanıtır; hikmet ise eşyaya ve hayata anlam kazandırır.

Sadece bilgi ile yetişen bir genç, teknoloji ve beceride ilerleyebilir; fakat kalbini ihmal ettiğinde boşluk ve yönsüzlük yaşayabilir.

Değerler eğitimi, işte bu noktada bilginin kalple birleşmesini sağlar. Kur’ân-ı Kerîm’de geçen “hikmet” kavramı, sadece aklî doğruları değil, kalbî olgunluğu da ifade eder.

Değerler Eğitiminin Gayesi
Değerler eğitimi, öğrencinin zihnine bilgi aktarmaktan öte; gönlüne fazilet, iradesine sabır, davranışına adalet katmayı hedefler.

Bir gencin dürüstlüğü, merhameti, paylaşmayı öğrenmesi; aslında bütün müfredatların üstünde bir müfredattır.

Çünkü toplumları ayakta tutan, sadece bilimsel başarılar değil, aynı zamanda ortak değerlerdir.

Aile ve Toplumun Rolü
Okulda verilen değerler eğitimi, ancak ailede yaşanırsa kalıcı olur.

Çocuğun evinde gördüğü adalet, okulda işittiği adalet tanımından çok daha etkilidir.

Toplum da bu eğitimin bir parçasıdır; çünkü sokakta duyulan bir nezaket, ailede öğrenilen bir dua, okulda okutulan bir metinle birleşince bir genç için hayat rehberine dönüşür.

Günümüzün Zorlukları
Bugün gençler, küresel kültürün hızlı tüketim ortamında kimliklerini korumakta zorlanıyor.

Değerler eğitimi, bu savrulmaya karşı bir sığınak gibidir. Fakat bu eğitim kuru nasihatlerle değil; yaşanmışlık, örneklik ve sevgiyle verilmelidir.

Genç, öğütlenmekten çok, örnek alınacak bir şahsiyet görmek ister.

Sonuç Yerine: Hikmetle İnşa
Değerler eğitimi, sadece ders saatlerinde anlatılan bir konu değil; hayatın her anına serpiştirilmiş bir hikmet yolculuğudur.

Asıl mesele, gençlerin kalbine dokunmak, onlara değerli olduklarını hissettirmek ve değerlerle yaşayan bir insan olmanın güzelliğini gösterebilmektir.

“Çocuklarınıza bırakacağınız en büyük miras, mal değil; güzel ahlâk ve hikmettir.”