Gençlerin Dine Bakışı
Gençler, artık dinin kuru bir kurallar manzumesi olmadığını, aksine ruhun özgürlüğü için bir rehber olduğunu kavramaya çalışıyor. Onlar, bir hocanın anlattığından ziyade kendi gönüllerinde hissettikleriyle bağ kuruyor. Tasavvufun dili burada devreye giriyor: Sevgi, merhamet ve tefekkür… Çünkü genç, baskı ile değil, gönül ile buluyor Rabbini.
Zamanın Soruları, Dinî Cevaplar
Dijital çağın hızlı akışında gençlerin zihnini meşgul eden sorular; “Hayatın anlamı nedir?”, “Ben kimim?”, “Adalet nerede?” gibi temel meselelerdir. Din, bu sorulara yalnızca geçmişin kalıplarıyla değil; bugünün diliyle, çağdaş bir yorumla cevap vermelidir. Çünkü genç, hazır cevaplardan çok, samimiyetle aranan cevapların yolculuğunu görmek ister.
Eleştiri ile İnanç Arasında
Bazı gençler, geleneksel uygulamalara eleştirel yaklaşırken, hakikatin peşinde olduklarını da gösteriyorlar. Onlar için sorgulamak, reddetmek değil; anlamaya çalışmaktır. Sorgulayan bir gencin aslında dine yönelişi daha derin olabilir; çünkü şüphe, çoğu zaman hakikate açılan kapının eşiğidir.
Sevgi ve Merhamet Dili
Bugün gençlerin gönlünü açan dil, korkutmak değil; sevmek ve sevindirmektir. Din, eğer merhametle anlatılırsa gençlerin kalbine işler. Peygamber Efendimizin “kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız” öğüdü, tam da bu çağın ihtiyacıdır.
Sonuç Yerine: Gönül Çağrısı
Gençler dine sırtlarını dönmüyor; aksine, dinin hakikatini, samimiyetini ve sevgisini arıyorlar. Onlara düşman gibi değil, yoldaş gibi yaklaşmak gerekir. Dini, yasakların dar kalıplarında değil; aşkın, tefekkürün ve merhametin geniş ufkunda gördüklerinde, kendi gönüllerinden yeniden iman inşa edebileceklerdir.
“Kalpleri kazanmanın yolu, kalpleri kırmamaktan geçer. Gençlerin gönlüne dokunan, Allah’ın rahmetine de dokunur.”