Kaybolan Değerler Geri Gelir mi?

Her nesil, kendinden öncekilerin mirasını taşır; bazen gururla sahiplenir, bazen de hızla akan çağın rüzgârına kapılıp elinden kayıp gitmesine izin verir. Bugün “kayboldu” dediğimiz değerler, belki de sadece üstü örtülmüş hazineler gibidir. Soru şudur: O ananeler, o kadim incelikler yeniden can bulabilir mi? Değerlerin Sessiz Çekilişi

Bir vakitler sofralar bereketin değil, paylaşmanın adıydı. Selam almak bir borç, kapı çalmak bir saygıydı. Mahalledeki herkes birbirinin şefkatiyle büyürdü. Sonra hız, tüketim ve yalnızlık çağında bu incelikler sanki yavaş yavaş silindi. Kaybolmadılar, ama gölgelerin arkasına saklandılar.

Yeniden Diriliş İhtimali

Kaybolan değerlerin geri gelmesi, aslında bir mucizeye değil, hatırlamaya bağlıdır. Çünkü kalbimizin belleği unutmuyor; sadece uykuya dalıyor. Bir gülüş, bir merhametli davranış, bir yaşlıyı saygıyla dinlemek… Bunların her biri uyuyan değerlere bir dokunuş, bir uyanış çağrısıdır.

Bir Nazar

“Kaybolan değer yoktur; hatırlanmayan değer vardır.”

Hikmetli Bir Hikâye

Bir bilgeye sormuşlar:
“Eskiden insanlar daha mı iyiydi, yoksa biz mi bozulduk?”
Bilge tebessümle demiş:
“Eskiden insanlar da insandı, şimdi de insan… Fark şu ki, o zaman gönüller açıktı, şimdi perdeli. Gönülleri aralayınca değerler geri döner.”

Üç Hatırlatma Hızın pençesinden kurtul – Yavaşla ki değerleri fark edebilesin. Küçük iyilikleri büyüt – Çünkü kaybolan değerler küçük jestlerde yeniden doğar. Ananeleri yaşat – Büyüklerinden öğrendiğini çocuklarına aktar ki köprü hiç yıkılmasın. Günün Duası

“Allah’ım, kalbimizi kaybolan değerlerin ışığıyla yeniden dirilt. Bizi unutanlardan değil, hatırlayanlardan eyle.”

Sözün özü... 

Kaybolan değerler aslında ölmez; biz yaşatmadıkça susar. Onları diriltmek elimizde, tıpkı küllerin arasındaki koru yeniden alevlendirmek gibi.