Zorluklar, travmalar, kayıplar... Hayat bazen ruhumuzda izler bırakır, bazen de bizi baştan sona sarsar. Peki bu kırılmalar bizi yıkmak zorunda mı? Yoksa bizi yeniden inşa etmek için bir fırsat mı?
Bu soruların yanıtını Uzman Psikolojik Danışman Eylül Esra Aksoy ile konuştuk. “Kırık Camlar Teorisi” üzerinden insan ruhunun derinliklerine yolculuk yaptık.
---
“RUHSAL KIRIKLAR, YENİ BİR BENLİĞİN BAŞLANGICI OLABİLİR”
EYLÜL ESRA AKSOY:
Kırık Camlar Teorisi, psikolojide çok derin ve simgesel bir metafordur. Bir cam kırıldığında onu hemen çöpe atmak isteriz. Ama onu alıp başka bir şekilde birleştirmek, yeni bir anlam kazandırmak da mümkündür. İnsan ruhu da böyle işler. Yaşadığımız travmalar bizi dağıtmaz, doğru yaklaşımla yeniden şekillendirebilir.
---
“TRAVMAYLA YÜZLEŞME, İYİLEŞMENİN KAPISINI AÇAR”
EYLÜL ESRA AKSOY:
Terapide danışanlar, önce kırıklıklarıyla yüzleşir. Bu kolay bir süreç değildir. Ama kabul edilen her kırık, aslında iyileşmenin başlangıcıdır. Kırık camlar, yeniden birleştirildiğinde ışığı farklı yansıtır. İnsan da travmalarından sonra daha güçlü ve derin bir kişilik kazanabilir.
---
“HİÇBİR ŞEY ESKİ HALİNE DÖNMEZ AMA…”
EYLÜL ESRA AKSOY:
Evet, hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Ama belki de eski halinden çok daha değerli bir şeye dönüşebiliriz. Yaşadığımız her kırılma, içimizdeki potansiyeli fark etmemiz için bir fırsattır.
"Kırıldığınız yer, yeniden doğduğunuz yer olabilir."