HER ŞEYİ SAKLAMA HASTALIĞI MI? MİNİMALİZMİN KARŞISINDA ‘İSTİFLEME’ PSİKOLOJİSİ

Eşyalar Sığmıyor, Ama Neden Atamıyoruz?

Dolapta yıllardır giyilmeyen kıyafetler, bozulmuş elektronikler, “belki lazım olur” diye saklanan kutular...
Bu sadece bir ev düzeni sorunu mu, yoksa daha derin bir psikolojik süreç mi?

Uzmanlar, “hoarding disorder” (istifleme bozukluğu) olarak bilinen bu durumun birçok insanda fark edilmeden sürdüğünü belirtiyor.

İstifçiliğin Belirtileri Neler?

Kullanılmayan eşyaları atamama

Her şeyin bir gün işe yarayacağına inanma

“Atmaya kıyamama” bahanesiyle evin dolması

Eşya sayısı arttıkça huzursuzluk değil, güven hissi duyma

Psikolojik Temeli Ne?

Psikiyatrist Dr. Nida Öztürk’e göre:

“İstifleme bozukluğu, geçmişte yaşanan kayıplar, yoksunluklar ve travmaların nesnelere yansımasıdır.”

Yani bazı insanlar için eşyalar, aslında duygusal bağların yerine geçiyor olabilir.

Minimalizm Bir Çözüm mü?

Eşyaları azaltmak, sadeliği benimsemek sadece estetik değil, zihinsel ferahlık da sağlar.
Her gün 1 eşyayı vermekle başlamak, bu döngüyü kırmak için küçük ama etkili bir adımdır.

Sonuç: Eşya mı Seni Yönetiyor, Sen mi Eşyayı?

Kendinize şu soruyu sorun:

“Bu eşyayı gerçekten kullanıyor muyum, yoksa duygusal bir yük mü taşıyorum?”
Eğer cevabınız ikinciyse, artık bırakma zamanı gelmiş olabilir.