İstanbul'da özel bir koleksiyonda keşfedilen el yazması eser, 1600'lü yıllarda yazılmış ve dönemin gökbilim anlayışına ışık tutuyor. Kitapta, dönemin bilim diliyle yazılmış olan şu ifadeler yer alıyor:

“Yıldızlar dairesinde sabit olanla müteharrik olanın farkı, melekût aleminin hikmetiyle açıklanır.”

Bu cümle, sadece dini değil, aynı zamanda kozmolojik düşünceyi de içeriyor. Eserde, gezegenlerin dönüş yönlerinden evrenin sonsuzluğu fikrine kadar pek çok konudan söz ediliyor.

“Bu kitap, Osmanlı’da sadece dini değil, bilimsel merakın da yüksek olduğunu gösteriyor. Galileo ile aynı döneme denk gelen bu bilgi düzeyi oldukça etkileyici.”
 

Kitabın içeriğinde, Ay’ın karanlık yüzü, gök cisimlerinin çekim etkisi ve yıldızlar arasında “manevi bağlar” gibi kavramlar da var. Bu, dönemin mistik bilim anlayışı ile modern bilim arasında bir bağ kuruyor.

Osmanlı’da bilim bu kadar ileriyse, neden bu eserler daha önce duyulmadı?

Sizce günümüzde bilimsel merak yeterince destekleniyor mu?