Son yıllarda kullanıcıların sıkça yaşadığı ve “yok artık” dedirten bir durum var: Bir arkadaş ortamında kahveden, bir tatil planından veya yeni bir ayakkabıdan bahsettikten sonra, sosyal medya uygulamalarında tam da o konuya dair reklamlar beliriyor. Peki bu gerçekten bir rastlantı mı, yoksa telefonlarımız bizi gizlice dinliyor mu?

Dijital güvenlik uzmanlarına göre, cihazların mikrofonlarına erişim sağlayan uygulamalar, teorik olarak kullanıcıyı dinleyebilir. Ancak bu erişimin yasal sınırları bulunuyor. Uygulamalar, mikrofon izni almış olsa bile, sürekli dinleme yaptıklarını kanıtlamak oldukça zor. Buna karşın, Google ve Facebook gibi teknoloji devlerinin kullanıcı verilerini reklam hedeflemelerinde kullandığı da bilinen bir gerçek.

Siber güvenlik uzmanı Dr. Cihan Altay, “Dinlenmekten çok, dijital ayak izleriniz üzerinden tahmin edilmekten bahsetmek daha doğru olur. Konuşmalarınız değil ama arama geçmişiniz, konum veriniz, hangi görsellere ne kadar baktığınız, dijital reklamların sizi hedeflemesini sağlıyor.” ifadelerini kullandı.

Tüketici dernekleri ise, uygulamalara verilen izinlerin gözden geçirilmesini ve özellikle mikrofon, kamera ve konum erişimi olan uygulamaların sıkı denetlenmesini öneriyor.

Peki, biz ne yapabiliriz?
Uzmanlar, uygulama izinlerinin sık sık kontrol edilmesini, kullanılmayan uygulamaların silinmesini ve gizlilik ayarlarının maksimum düzeye getirilmesini öneriyor.

SONUÇ:
Telefonlarımızın bizi “dinleyip dinlemediği” tam anlamıyla kanıtlanmış değil; ancak dijital davranışlarımız üzerinden neredeyse her şeyimiz biliniyor. Bu nedenle, teknoloji ile yaşarken “gizlilik bilinci” her zamankinden daha önemli.