ABD’nin kırsalında yer alan küçük bir kasabada, onlarca kişinin günlerdir aynı rüyayı gördüğünü söylemesi olay yarattı. Rüyada ortak tema bir ormanda kaybolmak, gizemli bir figürle karşılaşmak ve ardından aynı cümleyi duymak: “Beni hatırla!” Bu durum bir tesadüf mü, yoksa bilinçaltının sınırlarını zorlayan kolektif bir deneyim mi?

Kasaba halkı, gördükleri rüyaların detaylarını birbiriyle paylaştıkça, benzerlikler giderek dikkat çekici bir hâl aldı. Olay sosyal medyada viral olunca, psikologlar ve sinirbilimciler de araştırma başlattı. Bazı uzmanlar bu durumu kolektif bilinç veya kitle bilinçaltı etkileşimi ile açıklamaya çalışırken, bazıları da çevresel veya psikolojik bir tetikleyicinin söz konusu olabileceğini düşünüyor.

Bazı komplo teorisyenleri ise bunun bilinçaltını etkileyen gizli bir deneyin parçası olabileceğini iddia ediyor. Rüyaların bu kadar benzeşmesi, hatta kelimesi kelimesine aynı diyalogların geçmesi bilimsel merakın yanı sıra paranoyaları da artırmış durumda.

Psikolojik testler, uyku laboratuvarı çalışmaları ve bireysel görüşmelerle kasabadaki bu gizemin çözülmesi hedefleniyor. Bu olay, rüyaların sadece kişisel deneyimler olmayabileceğini, toplumsal bilinçaltının ortak rüya üretimiyle ilgili bilinmeyen yönlerinin olduğunu düşündürüyor.