Çikolata Tutkusunun Bilimsel Temelleri

Çikolata, dünya genelinde en sevilen tatlılardan biridir.

Peki neden bir parça çikolata bile bizi mutlu eder?

Uzmanlara göre bunun hem biyolojik hem de psikolojik nedenleri bulunuyor.

Çikolata, feniletilamin adlı bir madde içerir. Bu madde, aşk hormonu olarak bilinen dopaminin artmasına yardımcı olur. Dopamin artışı, kişide mutluluk, canlılık ve iyi hissetme duygusu yaratır.

Çikolatanın içerdiği şeker ve yağ oranı, beynimizde ödül mekanizmasını tetikler. Bu kombinasyon, beynin “hoşlandım, tekrar istiyorum” mesajı göndermesine neden olur. Bu yüzden çoğu insan çikolata yedikten sonra bir parça daha ister.

Özellikle bitter çikolata, serotonini artırır. Serotonin hormonu, stres ve depresyonla mücadelede önemli rol oynar. Bu yüzden stresli günlerde çikolata yeme isteğimiz artar.

Çikolata, magnezyum açısından zengin bir gıdadır. Magnezyum, kas fonksiyonlarından ruh haline kadar birçok süreçte gereklidir. Özellikle kadınlarda regl döneminde çikolata isteği, vücudun magnezyum ihtiyacını karşılamaya yönelik olabilir.

Çikolata, reklamlar ve kutlamalarla özdeşleşmiş bir yiyecektir. Doğum günleri, sevgililer günü, bayramlar gibi özel günlerde çikolata ikram edilmesi, ona karşı duygusal bağ kurmamızı da güçlendirir.

Beslenme uzmanları, çikolatanın faydalı olabilmesi için bitter çeşidinin tercih edilmesini ve günlük miktarın 20-30 gramı geçmemesini öneriyor.

Çikolata, hem içerdiği kimyasallar hem de kültürel kodlarla beynimizi mutluluğa programlayan bir yiyecek.

Ancak fazla tüketimi kilo ve insülin direnci riskini artırabilir.