İnsan bedeni ve zihni birbirinden bağımsız değil; aksine sürekli etkileşim halinde. Duruş bozukluğu, yalnızca kas-iskelet sistemiyle ilgili bir problem olarak görülse de araştırmalar bunun psikolojik etkilerinin de olduğunu ortaya koyuyor.

Omuzların düşük, başın öne eğik, sırtın kambur olduğu bir postür, yalnızca fizyolojik ağrıya yol açmıyor; aynı zamanda kişinin ruh halini de olumsuz etkileyebiliyor.

Stanford ve Harvard üniversitelerinde yapılan araştırmalara göre; dik duran bireylerin özgüven düzeyi daha yüksek çıkarken, kambur duranların daha kaygılı ve karamsar hissettiği gözlemlendi.

Duruş bozukluğunun psikolojik etkileri arasında şunlar öne çıkıyor:

Düşük motivasyon

Özsaygı kaybı

Sosyal ortamlarda çekingenlik

Depresyon eğilimi

Bu nedenle uzmanlar, postürün yalnızca estetik bir mesele değil, aynı zamanda psikolojik bir belirleyici olduğunu vurguluyor.

Ders çalışırken sürekli eğik oturan bir öğrencinin hem konsantrasyonu düşüyor hem de kendini daha yorgun hissediyor.

İş yerinde kambur oturan bireyler, toplantılarda daha pasif görünüyor ve fikirlerini ifade etmede zorlanabiliyor.

Dik oturan veya yürüyen bir kişi, karşısındaki insanlara daha güven verici bir izlenim bırakıyor.

Bu örnekler, beden dilinin psikolojik süreçlerle nasıl iç içe geçtiğini gösteriyor.

Duruş bozukluğu, omurga ve kaslarda ağrıya neden oluyor. Sürekli ağrı yaşayan bireylerde ise anksiyete ve stres düzeyi artıyor. Bu durum, kişinin daha da içine kapanmasına yol açabiliyor.

Tersine, psikolojik sorunlar da duruşu etkiliyor. Örneğin depresyonda olan kişilerde sıklıkla eğik baş, düşük omuz ve kapalı beden dili gözlemleniyor.

Yani duruş ve psikoloji arasında çift yönlü bir ilişki var.

Uzmanlara göre küçük değişiklikler bile hem beden hem de ruh sağlığında büyük fark yaratabiliyor:

Bilgisayar başında otururken ekranı göz hizasına getirin.

Telefonu sürekli aşağıdan değil, göz hizasından kullanmaya çalışın.

Omuzları geriye atıp göğsü açık tutmak, özgüven hissini artırır.

Gün içinde kısa egzersizlerle omurga kaslarını güçlendirin.

Yoga ve pilates, postürü düzeltmede oldukça etkili yöntemlerdir.

Bu basit rutinler, yalnızca duruşu değil, ruh halini de olumlu yönde etkiler.

Fizyoterapistler, “Duruş bedenin dili, beden dili de ruhun aynasıdır” diyerek bu konunun önemini özetliyor. Psikologlar ise depresyon tedavisinde postür çalışmasının destekleyici rol oynayabileceğini ifade ediyor.

Dolayısıyla duruş bozukluğunu gidermek, yalnızca ağrıları azaltmakla kalmaz; bireyin özgüvenini artırır, ruh halini dengeler ve sosyal ilişkilerini güçlendirir.