İlişkilerde bağ kurmak sağlıklı bir gelişim süreci için gereklidir. Ancak bazı durumlarda bu bağ, kişinin tüm yaşamını kontrol eden psikolojik bir bağımlılığa dönüşebilir. Uzman Psikolog Dilara Gökmen, bu konudaki önemli uyarıları paylaştı.
İlişkisel Bağımlılık Nedir?
Dilara Gökmen, bu durumu “ilişkisel bağımlılık” ya da “duygusal bağımlılık” olarak tanımlıyor. Birey, özsaygısını ve benlik algısını partneri üzerinden tanımlamaya başlıyor. Gökmen, “Bu kişiler için ilişki, duygusal paylaşımın ötesinde, varoluşsal bir ihtiyaç haline geliyor” dedi.
Terk Edilme Korkusu ve Fedakarlık
İlişkisel bağımlılığı olan kişilerde yoğun terk edilme korkusu bulunuyor. Bu durum, aşırı fedakârlık, sınır koyamama ve duygusal istismara rağmen ilişkiyi sürdürme gibi davranışlara yol açıyor.
Çocukluktan Gelen Şemalar
Şema terapi kuramına göre, bu bireylerde:
Terk edilme şeması
Duygusal yoksunluk şeması
Yetersizlik şeması aktif hale geliyor.
Gökmen, bu şemaların çoğunlukla çocukluk döneminde geliştiğini, yetişkinlikte ise ilişkiler aracılığıyla tekrarlandığını belirtti.
“Bensiz Yaşayamaz” Düşüncesi Tehlikeli
Gökmen, “Bensiz yaşayamaz”, “Onu kaybedersem bir daha kimse beni sevmez” gibi bilişsel çarpıtmaların, kişinin kendisini ihmal etmesine ve duygusal istismara tahammül etmesine neden olduğunu vurguladı.
Hem Bireye Hem İlişkiye Zarar
İlişkisel bağımlılık, sadece bireysel ruh sağlığını değil, aynı zamanda ilişkinin dinamiklerini de bozar. Gökmen, “Dengesiz güç ilişkileri, güvensizlik ve çatışmalar kaçınılmaz hale geliyor” dedi.
---
✅ Çözüm: Terapi
Gökmen, şema terapi, bağlanma temelli terapiler ve duygusal odaklı terapilerin bu sorunun çözümünde etkili olduğunu belirtti. “Her ilişki bağ içerir; ancak bu bağ bireyin kimliğini silmeye başladığında, bu bir sevgi değil, bağımlılık ilişkisidir” ifadelerini kullandı.