– Hocam, günümüz insanı neden bu kadar yorgun ve huzursuz?
“Çünkü insan, Rabbinden ve fıtratından koparıldığında, modern hayatın nesnesi olur. Bakın, modern sistem insanı iki şeye mahkum etti: Tüketmeye ve görünmeye… Artık insanlar ‘olmak’ için değil, ‘görünmek’ için yaşıyor. Ve bu, derin bir iç yorgunluk ve kimliksizlik getiriyor.”
– Moderniteyi her eleştirende ‘gericilik’ ithamı oluyor. Modernite neden sorunlu?
“Modernite, insana Allah’tan bağımsız bir özne olduğunu fısıldar. İnsanı evrende yegâne merkez haline getirir. Oysa Kur’an bize der ki: ‘Siz Allah’a muhtaçsınız.’ Modernite bu bağı koparır, insanı kendine yeterli sanan kibirli bir varlığa dönüştürür.”
– Peki, Müslümanın modern dünyada duruşu nasıl olmalı?
“Müslüman, bir şeyi salt çağdaş diye kabul etmez. İman süzgecinden geçirir. Modernitenin iyi yönleri elbette vardır: Temizlik, ulaşım, teknoloji… Ancak sorun, zihni ve ahlâkı işgal etmesidir. Müslüman aklı ve kalbiyle selektif (seçici) olmalı, her geleni almamalıdır.”
– Bugünün en büyük imtihanı nedir sizce?
“Zihinlerin işgali. Artık düşman dışarıda değil; insanın zihin odalarında, kavramlarında, anlam dünyasında. Hakikatle bağımız kopuyor, kelimelerimiz bile ithal. ‘Aşk, özgürlük, başarı’ dediğimizde bile Batılı tanımlar kastediyoruz. Müslümanın en büyük cihadı, zihnini Kur’an ve hikmetle inşa etmektir.”
– Gençler umutlu olmalı mı?
“Elbette. Çünkü Kur’an umut kitabıdır. Fakat umut, kör iyimserlik değil, sabırlı bir mücadelenin meyvesidir. Gençlere tavsiyem; hakikatin izini sürsünler, kolay bilgiden ve hazır yargılardan kaçınsınlar. Her sabah ‘Bugün Allah’ın benden razı olacağı ne yapabilirim?’ sorusuyla başlasınlar.”
– Son olarak, Müslümanın sloganı ne olmalı?
“Aliya İzzetbegoviç’in dediği gibi: ‘Doğu da Batı da Allah’ındır.’ Müslümanın yeryüzünde kendini garip hissetmemesi için bu bilinçle yaşaması gerekir. Yeryüzü bizim, modernite değil.”