Memlekette mizah yapmak zor iş.
Bir espri yaparsın, sabahına mahkemeye çağrılırsın.
Bir karikatür çizersin, “bizi kastettin” diye linç edilir.
Bir güler geçersin, “neye güldün?” diye sorguya çekilirsin.
Eskiden “mizah eleştirir” derlerdi.
Şimdi mizahçı eleştiriliyor.
Eskiden halk gülünce değişim başlardı.
Şimdi halk sadece gülüyor… sonra fatura geliyor!
Siyasetçiler stand-upçı gibi konuşuyor.
Stand-upçılar ise artık haber bülteni gibi…
Sosyal medyada herkes komedyen:
Enflasyon esprisi, kira şakası, zam capsleri…
Ama gerçek hayat öyle değil ki dostum.
Markette “etiketi görünce kahkaha attım” diyen adam aslında sinirden gülüyor.
Mesele şu:
Gülmek, hâlâ direnişin en zarif halidir.
Ama dikkat edin, bu memlekette ironi bile suç delili olabilir.
Ben yine de söyleyeyim:
Yaşadıklarımız şaka gibi,
ama kimse gülmüyor…
Çünkü bu ülkede en çok mizahı, mizahçılar değil, ekonomi yapıyor.