EV SAHİBİ OLMAK HAYAL Mİ KALDI?

Türkiye’de konut fiyatları son beş yılda ortalama %600 artarken, dar ve orta gelirli vatandaşlar için ev sahibi olmak neredeyse imkânsız hale geldi. Kredili alımlardaki düşüş, artan kira fiyatları ve konut arzındaki dengesizlik sektörü ve halkı sıkıştırıyor.

Barınmak mı yatırım mı? Türkiye genelinde konut fiyatları, özellikle pandemi sonrası dönemden itibaren hızla yükselirken, ev sahibi olmak orta ve dar gelirli kesim için lüks haline geldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Konut Fiyat Endeksi’ne göre, 2020 yılından bu yana konut fiyatlarında yaklaşık %600'e varan artış yaşandı. İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyükşehirlerde bu oran %700’lere dayandı. Kira fiyatları da katlandı Kiralık daire fiyatlarında da benzer bir artış gözleniyor. TÜİK verilerine göre, kiralar son iki yılda %200’ün üzerinde arttı. Özellikle üniversite öğrencileri, yeni evlenen çiftler ve emekliler büyükşehirlerde ev bulmakta ciddi sıkıntılar yaşıyor. Konut kredisiyle almak mümkün mü? Artan faiz oranlarıyla birlikte konut kredisi kullanımı da neredeyse durma noktasına geldi. Bankaların sunduğu %3-4 aralığındaki faiz oranlarıyla 1 milyon TL’lik bir kredi için geri ödeme 3 milyonu aşıyor. Bu da vatandaşın krediye ulaşabilirliğini sınırlıyor. TOKİ projeleri yeterli mi? Dar gelirli vatandaşlara yönelik TOKİ’nin sürdürdüğü sosyal konut projeleri umut verse de, başvuru sayılarının sınırlı kontenjanları yüzlerce kat aştığı görülüyor. Uzmanlara göre, kalıcı çözüm için sadece sosyal konut değil, kira denetimi, kredi düzenlemeleri ve imar politikalarının gözden geçirilmesi gerekiyor. Uzman görüşü: “Ev sahibi olmak bir hak değil lüks oldu” Emlak uzmanı Mehmet G. şunları belirtiyor: “2000’li yıllarda üç yılda bir ev sahibi olunabilen gelir düzeyleriyle bugün bir ömür boyu çalışılsa dahi başını sokacak ev almak mümkün değil. Bu sadece ekonomik değil aynı zamanda sosyal bir krizdir.” Gençler ne diyor? Sokak röportajlarına yansıyan görüşlerde ise şu yorumlar dikkat çekiyor: – “Ev değil oda bile alamıyoruz.” – “Ebeveynlerimizin sahip olduğu evi biz ancak hayal edebiliyoruz.” – “Kiralarla başa çıkmak için 3 kişi 1 evde yaşıyoruz.” Sonuç: Türkiye’de ev sahibi olmak, artık sadece bir barınma ihtiyacını değil, aynı zamanda ekonomik sınıf göstergesini de temsil ediyor. Uzmanlara göre konut erişimi hakkının korunması, barınmanın temel bir insan hakkı olarak yeniden tanımlanması gerekiyor.