Macron’dan Gazze Açıklaması: “İnsani Trajedi Karşısında Seyirci Kalamayız”

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Gazze’de yaşananları “insani trajedi” olarak nitelendirdi. Macron, su ve ilaç gibi temel yardımların engellenmesini sert şekilde eleştirirken, ABD’nin ve Başkan Trump’ın durumu değiştirme konusunda kilit rol oynayabileceğini ifade etti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Gazze'de devam eden abluka ve saldırılar nedeniyle yaşanan insani krize ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Gazze'deki durumu “insani trajedi” olarak tanımlayan Macron, sivillerin temel ihtiyaçlara erişiminin engellenmesinin uluslararası insani hukuk açısından büyük bir sorun olduğunu söyledi. Fransız medyasına verdiği röportajda konuşan Macron, özellikle su, ilaç ve tıbbi yardımların kasıtlı olarak engellenmesini eleştirerek, “Bu artık sadece bir çatışma değil, insanlığın sınandığı bir tabloya dönüşmüştür” ifadelerini kullandı. “İşgalciler ABD silahlarına bağımlı” Gazze’deki ablukanın arkasındaki askeri desteğe de dikkat çeken Macron, siyonist rejimin ABD silahlarına büyük oranda bağımlı olduğunu belirtti. Bu nedenle ABD Başkanı Donald Trump’ın bu süreci durdurma konusunda kilit bir rolü olduğunun altını çizdi. Macron, Trump’a açık çağrıda bulunmasa da, “Bazı devlet liderlerinin bugün tarihsel sorumluluğu vardır. Vicdanlarıyla değilse bile, güçleriyle bu vahşeti durdurma imkânları var” diyerek üstü kapalı bir mesaj verdi. Netanyahu ile görüşmelerde gerginlik iddiası Macron, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmelerin sert geçtiğini de ifade etti. “Bu trajedi karşısında sessiz kalamam. Görüşmelerimizde çok öfkelendiğim anlar oldu” diyerek, Fransa’nın resmi tutumunun ötesinde kişisel bir duyarlılık gösterdiğini dile getirdi. Soykırım tanımı için tarihçilere işaret etti Gazze’de yaşananların “soykırım” olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı sorusuna ise temkinli yaklaşan Macron, bu tür tanımların siyasetçilerin değil tarihçilerin işi olduğunu belirtti. Ancak kendisinin görevini, “bu trajediyi mümkün olan en kısa sürede durdurmak” olarak tanımladı. Fransa kamuoyunda ve uluslararası çevrelerde geniş yankı uyandıran bu açıklamalar, Paris’in Orta Doğu politikasında daha açık bir pozisyon alma sürecine girebileceği yorumlarına neden oldu.