MEDYA OKURYAZARLIĞI DERSLERİ OLMALI MI, KİMLER VERMELİ?

Yalan habere, manipülasyona, algı oyunlarına karşı en güçlü silah: medya okuryazarlığı. Peki bu ders ne zaman, kim tarafından ve nasıl öğretilmeli?

YALAN HABERLERİN ÇAĞINDAYIZ Görsel var diye doğru, çok paylaşıldı diye güvenilir zannedilen bir çağdayız. Medya okuryazarlığı; ekran karşısındaki her bilgiye körü körüne inanmamak, sorgulamak ve doğrulamak demektir. BU DERS NEDEN ŞART? Gençler sosyal medyada zaman geçiriyor ama bilgiyle değil, algıyla karşılaşıyor. Komplo teorileri, yalan haberler, deepfake videolar yayılıyor. Çocuklar interneti eğlence için değil, araştırma ve öğrenme için de kullanmayı bilmeli. Demokrasi ancak bilgili bireylerle ayakta kalır. Medya okuryazarlığı bu temelin parçasıdır. KİMLER VERMELİ BU DERSİ?  İletişim Fakültesi Mezunları Medya dili, haberin anatomisi, dezenformasyon teknikleri konusunda yetkinlerdir. Uygulamalı örneklerle anlatabilirler.  Rehber Öğretmenler & Psikolojik Danışmanlar Medyanın ruh sağlığına etkilerini anlatmak için destekleyici rol oynayabilirler.  Gazeteciler ve Editörler (Konuk Eğitmenler Olarak) Gerçek örneklerle, medyada “nasıl manipülasyon yapılır” gösterebilirler.  Dijital Güvenlik Uzmanları Deepfake, siber zorbalık, veri güvenliği gibi güncel konularda bilinç oluştururlar. HANGİ YAŞTA BAŞLAMALI? Uzmanlara göre medya okuryazarlığı eğitimi ilkokul 3. sınıftan itibaren başlayabilir. Yaşa göre sadeleştirilmiş müfredatlarla ilerleyen sistem, lise düzeyinde eleştirel medya analizine kadar uzanabilir. SON SÖZ: MEDYA DERS DEĞİL, YAŞAM BECERİSİDİR Bu ders, sadece gazeteyi okumayı değil; neye inanacağını, neyi sorgulayacağını, hangi bilgiyi paylaşacağını bilmekle ilgilidir. Yani bugünün değil, geleceğin hayatta kalma becerisidir.