Her yıl aynı müfredat, aynı fotokopi, aynı sınav kağıdı…
Öğrenci okula geliyor ama hayatı öğrenmiyor.
Öğretmen sınıfa giriyor ama derdini anlatamıyor.
Çünkü sistem konuşuyor, insanlar susuyor.
“Matematik bilmeyen adam ekonomist olabilir, ama hayat bilgisi bilmeyen bir nesil geleceği yönetemez,”
diye bağırmak istiyor insan.
Ama sesi not çizelgesine takılıyor.
Bir çocuk tablo ezberliyor,
bir öğretmen o tabloyu tekrar tekrar anlatıyor...
Ama kimse sormuyor:
Bu çocuğun derdi ne? Bu öğretmenin umudu ne?
Ve işte en acısı:
Başarıyı sınavla ölçen sistem, hayatın sınavında hep sınıfta kalıyor.
Eğitim değil, düzen ezberletiyor.
– E.Y.