Her sabah aynı soruyla uyanıyoruz: Bugün ne değişti?
Ama esas mesele bu değil. Esas mesele, neyin değişmediğini sorgulamak.
Gözümüzün önünde eriyen doğa mı?
Ağır ağır unuttuğumuz komşuluk mu?
Sokağın köşesindeki çocuğun aç karınla okula gitmesi mi?
Yoksa ekran başında her şeye alışmamız mı?
Haberleri izlerken başımızı çeviriyoruz, “Zaten hep böyleydi” diyoruz.
Ve işte tam orada kaybediyoruz:
Çünkü esas mesele görmemek değil;
Esas mesele, gördüğümüze göz yummak.
Mesele nedir?
Mesele, artık hiçbir şeye şaşırmıyor olmamızdır.