Eskiden moda, bir stil meselesiydi. Şimdi bir statü savaşı. Eskiden giyinmek, örtünmekti. Şimdi göstermek. Göstermek yetmiyor, aynı zamanda "kanıtlamak": Ne kadar zenginsin, ne kadar zayıfsın, ne kadar "trend"sinsin?
Sokakta yürürken markalar bağırıyor: Çantalarda dev logolar, ayakkabılarda dev isimler. Giyinmek değil, teşhir etmek çağındayız. İnsanlar artık “nasıl giyindin?” diye değil, “nereden aldın?” diye soruyor.
Podyumlar lüks, ama sokaklar kopya dolu. Moda artık özgünlük değil, seri üretim hissi veriyor.
TikTok’ta bir influencer ne giyse, ertesi gün pazarda taklidi var. Fakat işin garibi şu: Herkes aynı şeyi giyiyor ama yine de “kendini ifade ettiğini” sanıyor.
Bir de işin “ekonomik” tarafı var.
Asgari ücretli biri, 15 bin liralık montla story atıyor.
Nakit yok, ama kredi kartı limitleri modaya teslim.
Tatil borç, telefon taksitle, kıyafet krediyle… Moda için yaşarken, geleceğimizi giyiyoruz.
Moda nedir?
Kiminin kendini bulma şekli,
Kiminin kaybettiğini gizleme aracı.
Esas mesele şu:
Giydiklerimiz bizi yansıtıyorsa, bu kadar sahte görünmemizin sebebi ne?