Bir gün insanoğlu virgülü kaybetti;
Söyledikleri birbirine karıştı, ne nefes alabildi ne de anlam verebildi cümlelerine.
Sonra noktayı kaybetti;
Düşünceleri uzadıkça uzadı, hiçbirini bitiremedi, ayıramadı birini diğerinden.
Ünlem işareti de kayboldu bir başka gün;
Ne sevincini ifade edebildi, ne öfkesini... Tüm duygularını yitirdi.
Bir gün geldi, soru işaretini de unuttu;
Sormamaya başladı, sorgulamadan yaşamaya alıştı. Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.
İki nokta üst üsteyi de kaybetti;
Hiçbir açıklama yapamaz hale geldi. Ne kendini anlatabildi ne başkalarını anlayabildi.
Hayatının sonuna geldiğinde elinde yalnızca tırnak işareti kalmıştı:
“İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca.”