CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Van mitinginde söylediği tek bir cümle, bu topraklarda yıllardır içe işleyen siyasal ezberi yerle bir etti:
“Hiçbir partinin kalesi yoktur, tüm şehirler artık kardeşliğin kalesidir.”
Bu cümle, seçim meydanlarında sık sık duyduğumuz "bizim kalemiz", "biz buradan çıkarız" tarzı siyasetin çok ötesinde, yeni bir anlayışın sinyalini veriyor.
Özgür Özel’in Van’da kurduğu dil, klasik muhalefet çizgisine değil, kapsayıcı bir siyasal dilin arayışına işaret ediyor.
Kürt meselesine yaklaşımda geçmişte yapılan yanlışlar, o meydanda dillendirilmese bile gölgede duruyordu.
Selahattin Demirtaş’a selam gönderilmesi, siyasi tutukluların özgürlüğünün açıkça savunulması, kayyum uygulamasına karşı net bir duruş sergilenmesi…
Tüm bunlar bir siyasi jestin ötesinde, CHP'nin yeni dönemde "merkezden doğuya" kurmaya çalıştığı samimi temasın ipuçlarıydı.
Bu miting, sadece CHP’nin değil; Türkiye siyasetinin normalleşme umutları açısından da bir işaretti.
Ancak bir mitingle her şey değişmez.
Gerçek dönüşüm; bu dilin samimiyetle sürdürüldüğü, sadece oy istemeye değil, birlikte yaşamaya niyet edildiği yerlerde olur.
Sözün özü; artık kale konuşmamalı.
Kardeşlik, eşit yurttaşlık ve birlikte yaşama iradesi konuşmalı.
Ve belki de en önemlisi: Siyaset, artık sadece başkentte değil; "unutulmuş şehirlerde" yeniden kurulmalı.