Zamanla değişen sadece takvim yaprakları değil, insanlar da birbirine yabancılaştı. Aynı sofrayı paylaşanlar bile artık birbirine öfkeyle bakar oldu. Toplumun sinir uçları açıkta; en küçük kıvılcım büyük yangınlara dönüşüyor.
Oysa bir ülkenin en büyük gücü, ortak vicdanıdır. Şimdi bu vicdan çatırdıyor. Kalpler, anlayış yerine öfkeyle doluyor. Herkes konuşuyor ama kimse kimseyi duymuyor.
Belki de en büyük ihtiyaç, bir adım geri atmak, biraz susmak, yeniden dinlemek… Çünkü bu gerginlikten bir gelecek çıkmaz. Kalpler ancak birbirine yaklaşırsa iyileşir bir toplum. Yoksa her biri kendi köşesinde sessizce dağılır, unutulur.