Sokakta, pazarda, otobüste, çay ocağında aynı dert konuşuluyor: Geçim. Güvensizlik. Sessizlik.
Ama asıl mesele şu:
Konuşan yok, konuşabilen az, dinleyen daha da az.
Mikrofonu uzattıklarında ya güvensiz bir gülümseme, ya da omuz silkip yürüyen insanlar...
Oysa mikrofon sadece sesimizi değil, derdimizi de duyurmak içindir.
Bugün bir vatandaş şöyle dedi:
“Sesi çıkan değil, derdi olan konuşsun artık. Biz bağıra bağıra sessizleştik.”
Mikrofonu size uzatıyoruz:
Sizce bu toplumda ne eksik?
Adalet mi, merhamet mi, ekmek mi, söz hakkı mı?
Yorum sizin, mikrofon açık.
— Mikrofon Köşesi