Bir devlet dairesinin bekleme salonunda...
Sessizce oturan bir çocuk vardı.
Yanında ne oyuncak, ne tablet… sadece suskun bir bakış.
Yanına oturup sordum:
— “Neden buradasın?”
— “Annemi bekliyorum… ama çok uzun süredir bekliyorum.”
İçimi dağladı o cümle.
Meğer çocuk annesiyle değil, annesinin çıkmasını beklediği kurumla birlikte büyüyormuş.
Bazı çocukların annesi temizlik yaparken, bazıları dilekçe yazarken büyüyor.
Bazı çocuklar hiç “anne kucağında masal” duymadan uyumayı öğreniyor.
Ve biz sadece istatistik okuyoruz:
“Kadın istihdamı arttı…”
“Ekonomik yük paylaşılıyor…”
Ama o cümlelerin içinde, çocuk sesleri kısık kalıyor.
KISIK SES’in fısıltısı:
Çocuklar yüksek sesle ağlamaz artık. Çünkü kimsenin duymadığını çoktan öğrenmişlerdir.
– E.Y.