Cumhuriyet, yalnızca seçim takvimlerinden ibaret değildir.
Bir meclisin toplanması ya da sandık kurulmasıyla da başlamaz.
Cumhuriyet bir karakterdir.
Ezilene eğilmek değil, yanında dimdik durmaktır.
Herkes konuşurken bağırmak değil, sırası geldiğinde susmamak demektir.
Hakkı hatırlamak değil, hakkı hatırlatmak demektir.
Atatürk, Cumhuriyet’i yalnızca bir yönetim biçimi olarak kurmadı.
Bize bir miras değil, bir tutum bıraktı:
İlke, irade ve isyan…
Bugün gençler yurtdışına kaçıyorsa, sorun pasaportta değil.
Cumhuriyet’in değerini değil, derinliğini unuttular.
Biz “cumhuriyetçiyiz” demekle bitiremeyiz bu işi.
Bu bir sözcük değil, bir sorumluluk.
Eşitliğin, aklın, bilimin ve vicdanın sancak altıdır Cumhuriyet.
O yüzden her sabah bu soruyu sor:
“Ben bugün Cumhuriyet’i yaşattım mı?”