Düşünüyorum da…
Bilginin bu kadar kolay ulaşılabilir olduğu bir çağda, bu kadar yorgun olmamız tesadüf olabilir mi?
Her şeyi bilmek zorunda mıyız gerçekten?
Tüm haberleri, tüm krizleri, tüm detayları…
Dünyada olan her şeyi aynı anda bilmenin ağırlığını taşıyabilecek miyiz?
Yoksa bu "bilgi şişkinliği", bizi derinlikten mi alıkoyuyor?
Düşünüyorum…
Belki de “her şeyi bilmek” değil, “neyi bilmemiz gerektiğini seçebilmek”tir esas mesele.
Çünkü bazen bilmemek de bir sağ kalma refleksi olabilir.