Esas Mesele...
Köşe Yazarı
Esas Mesele...
 

ESAS MESELE: HERKES KONUŞUYOR, KİMSE DİNLEMİYOR

Bugünlerde ekranları açın, bir tartışma programı izleyin. Aynı anda beş kişi konuşuyor. Kimse kimseyi duymuyor. Herkesin sözü var, ama sözün değeri yok. Çünkü artık mesele konuşmak değil, susturmadan konuşabilmek. Meclis'te milletvekili bağırıyor, sokakta vatandaş bağırıyor, sosyal medyada herkes bağırıyor. Bağırmak yeni iletişim biçimi oldu. Nezaket “pasiflik” sanılıyor. Dinlemekse “teslimiyet.” Oysa en devrimci eylem bazen sadece susup anlamaya çalışmaktır. Aile içinde bile durum farklı değil. Baba anlatıyor, çocuk kulağında kulaklıkla başka bir dünyada. Öğretmen derste, öğrenci ekranda. Yolda yürürken kulaklıkla dünyaya sırt çeviriyoruz. Herkes kendi yankı odasında, kendi sesini dinliyor. Ama sorun burada başlıyor işte. Toplum dediğimiz şey, birlikte yaşama sanatıysa eğer, bu sanatın ilk notası dinlemektir. Karşındakini anlamadan neyin doğru, neyin yanlış olduğunu nasıl bileceksin? Esas mesele şudur dostum: Konuşma özgürlüğümüz var ama dinleme terbiyemiz yok. Bu yüzden hakikat sesini duyuramıyor. Bu yüzden fikir değil, gürültü kazanıyor. Ve bu yüzden, belki de hepimizin biraz susup birbirini duymaya ihtiyacı var. Çünkü bazen en güçlü söz, en sessiz dinleyiştir.
Ekleme Tarihi: 23 May 2025 - Friday
Esas Mesele...

ESAS MESELE: HERKES KONUŞUYOR, KİMSE DİNLEMİYOR

Bugünlerde ekranları açın, bir tartışma programı izleyin.

Aynı anda beş kişi konuşuyor. Kimse kimseyi duymuyor.

Herkesin sözü var, ama sözün değeri yok.

Çünkü artık mesele konuşmak değil, susturmadan konuşabilmek.

Meclis'te milletvekili bağırıyor, sokakta vatandaş bağırıyor, sosyal medyada herkes bağırıyor.

Bağırmak yeni iletişim biçimi oldu. Nezaket “pasiflik” sanılıyor.

Dinlemekse “teslimiyet.” Oysa en devrimci eylem bazen sadece susup anlamaya çalışmaktır.

Aile içinde bile durum farklı değil. Baba anlatıyor, çocuk kulağında kulaklıkla başka bir dünyada.

Öğretmen derste, öğrenci ekranda. Yolda yürürken kulaklıkla dünyaya sırt çeviriyoruz. Herkes kendi yankı odasında, kendi sesini dinliyor.

Ama sorun burada başlıyor işte.
Toplum dediğimiz şey, birlikte yaşama sanatıysa eğer, bu sanatın ilk notası dinlemektir. Karşındakini anlamadan neyin doğru, neyin yanlış olduğunu nasıl bileceksin?

Esas mesele şudur dostum:

Konuşma özgürlüğümüz var ama dinleme terbiyemiz yok.
Bu yüzden hakikat sesini duyuramıyor.
Bu yüzden fikir değil, gürültü kazanıyor.

Ve bu yüzden, belki de hepimizin biraz susup birbirini duymaya ihtiyacı var.

Çünkü bazen en güçlü söz, en sessiz dinleyiştir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergercek.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.