Sokakta bir çocuk ağlıyor, yanından geçiyoruz.
Bir yaşlı elinde reçetesiyle eczaneden çıkamıyor, başımızı öne eğiyoruz.
Balık tezgâhında ıskarta diye atılan bir canlı, belki bir ailenin tek sıcak yemeği olabilirken, çöp oluyor.
Bir kaza oluyor, telefonlar havada, yardım eden yok.
Görüyor muyuz?
Evet.
Duyuyor muyuz?
Evet.
Ama neden tepki vermiyoruz?
Belki de alıştık.
Belki de bıktık.
Belki de başkası ilgilenir diye bekliyoruz.
Ama kimse ilgilenmiyor.
Esas mesele, görüp görmemekte değil.
Esas mesele, görüp de “bu benim meselem değil” diyebilmekte.
Asıl tehlike bu.
Bizi insan yapan yalnızca akıl değil, vicdandır.
Ve vicdan, sadece başımıza gelince çalışıyorsa, geçmiş olsun.
Bugün, sofranda ismini bile bilmediğin yerel bir balığı düşün.
Bugün, başını çevirip görmemeyi tercih ettiğin bir insanı hatırla.
Bugün, bir meseleye gerçekten sahip çık.
Çünkü bazı şeyler, sadece görülmek değil, görülüp hissedilmek ister.