Eskiden sabah horoz sesiyle uyanan çocuk, şimdi çöp kamyonuyla uyanıyor.
Bir zamanlar tırpan sesine karışan dualar vardı, şimdi boğazına dizilen AVM reklamları...
Doğayı hayatın dışına, toprağı konuşmaların kenarına ittik.
Köylü denince burnunu kıvıran şehirli, şimdi Instagram’da “organik kahvaltı” diye hasret çekiyor.
Tohumdan kopan zihin, paradan başka üretim tanımaz hale geldi.
Kaldırımda yürürken ayağına takılan ot bile “yabani” diye sökülüyor.
Oysa mesele şu:
Şehir, köyü silerek büyüyorsa... O büyü, aslında çürümektir.
Mikrofonun ucunu bu kez asfalta düşen çiçeğe tuttuk.
O hâlâ büyümeye çalışıyor…
Biz hâlâ yürüyüp ezmeye devam ediyoruz.
— E.Y.