Her sabah, aynı şeyi şikâyet ederek başlıyoruz güne.
Ekonomi kötü. Gençler umutsuz. Siyaset kirli. Toplum kabalık dolu.
Belki de doğrudur…
Ama belki de tam da bu yüzden hâlâ hayattayız.
Çünkü bu ülkenin insanı, en çok krizde zeka üretir.
Çünkü bu toplum, en karanlıkta dayanışmayı hatırlar.
Çünkü gençlik, en çok yoklukta hayal kurar.
Yani belki de:
Gençlerin yurt dışına gitme arzusu, bu ülkenin eğitim sistemine attığı en büyük tokattır.
Kadınların susmaması, sistemin yüzüne tutulmuş aynadır.
Sessizlerin çoğalması, gürültüyle yönetilmeye hayır demektir.
Evet, bazen yol bozuk olabilir. Ama bu bozukluk olmasaydı;
kimse “nasıl daha iyi olur?” diye düşünmeyecek, kimse kalemini bile oynatmayacaktı.
O yüzden bu yazı seni eleştirmeyecek.
Bu yazı sana diyecek ki:
“Dertliysen, potansiyelin vardır.”
Ve unutma, bazen:
Sorun sandığın şey, çözümünün ta kendisidir.