Yapay zeka gündemden düşmüyor. Kimi zaman bir öğretmen, kimi zaman bir doktor, kimi zaman da bir gazeteci gibi karşımıza çıkıyor. Hatta bazı ofislerde çalışanlardan daha dakik, daha hızlı, daha “verimli”.
Ama biz esas soruyu sormayı unutuyoruz:
Yapay zeka gelişiyor da, insanın ahlakı, emeğe olan saygısı, doğruluk anlayışı nereye gidiyor?
Gazetecilikte “tıklanırsa yaz, doğruysa boşver” mantığı… Sağlıkta “hızlı bak, reçeteyi ver, geç” yaklaşımı… Eğitimin metriklere, ölçülebilir notlara indirgenmesi… Oysa bütün bu alanların öznesi hâlâ insan.
Yapay zekâlar metin yazabiliyor. Ama vicdan üretemiyor.
Yapay zekâlar analiz yapabiliyor. Ama empati kuramıyor.
Gelişiyoruz, ama nereye?
Yapay zekanın gelişmesini alkışlarken, insani değerlerin erozyonunu sessizce izlemek bize yakışmıyor.
---
Soru:
Makinenin hızına yetişiyoruz da, insanlığın özüne neden yabancılaşıyoruz?