Eskiden sabah kalkınca cam açılır, gökyüzüne bakılırdı.
Şimdi ekran açılıyor, “bildirim var mı” diye kalp kontrolü yapılır gibi bakılıyor.
Telefon akıllandı, biz elimizdeki çiçeğin kokusunu unuttuk.
Hani derler ya; “insanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa...”
Biz hem koklaşmıyoruz, hem konuşsak da sesimiz notifikasyon sesi gibi çıkıyor:
“Ping! – Merhaba...”
Geçen gün bir arkadaşım dedi ki:
— Abi ben telefonsuz bir gün geçirdim, kafam açıldı!
Dedim ki:
— Kafanın açılması iyi de, veri kullanımın kapalı kalmış. Yeniden bağlanma şifreni hatırlıyor musun?
Şaka gibi ama gerçek şu:
Wi-Fi’siz kalınca huzursuz, doğasız kalınca normal hissediyoruz.
O yüzden ...
Bazen telefonun değil, ruhumuzun şarjı bitiyor.
Fıkradan kalan:
Uçak moduna al kendini bazen… Hayat sinyal ister.
– E.Y.