GÜNDEMLİ-YORUM
Köşe Yazarı
GÜNDEMLİ-YORUM
 

SİYASETİN NEFRET DİLİ: KİMİ BESLER, KİMİ YOK EDER?

Bir zamanlar siyaset, halkın derdini dile getirme sanatıyken; şimdi ekranlarda, meydanlarda, sosyal medyada bir tür öfke yönetimi seansına dönüştü. Sandıktan umut değil, çatışma çıkıyor. Kürsülerden çözüm değil, düşman fışkırıyor.   Siyasetin dili değişti. Ama bu değişim bir evrim değil; bir gerilim.   Kimse bir diğerinin fikrine saygı göstermiyor. Çünkü artık siyaset bir "fikri savunma" değil, bir "kimliği yok etme" yarışı. Bir partinin yükselişi, diğerinin düşüşüyle değil; diğerinin şeytanlaştırılmasıyla sağlanıyor. Kutuplaşma, oy makinesi gibi çalışıyor. Nefret, algoritmaların yakıtı haline geldi.   Toplum ikiye bölünmüyor artık, kırılıyor. Biz ve onlar. Doğru olanlar ve hainler. Yerli olanlar ve sözde dış güçlerin maşaları...   Ama şu soru hâlâ masada duruyor: Bu dil, kimi güçlendiriyor?   Cevap açık: Sistemi değil, krizi... Milleti değil, kutuplaşmayı... Geleceği değil, günü kurtarmayı...   Oysa toplumun ihtiyacı bağıran değil, dinleyen siyasetçilerdir. Kendi haklılığını göstermek için öfkeye değil, fikre sığınan liderlerdir.   Kısacası; Siyasetin nefret dili, sadece rakipleri değil, demokrasinin kendisini de boğuyor.
Ekleme Tarihi: 21 May 2025 - Wednesday
GÜNDEMLİ-YORUM

SİYASETİN NEFRET DİLİ: KİMİ BESLER, KİMİ YOK EDER?

Bir zamanlar siyaset, halkın derdini dile getirme sanatıyken; şimdi ekranlarda, meydanlarda, sosyal medyada bir tür öfke yönetimi seansına dönüştü. Sandıktan umut değil, çatışma çıkıyor. Kürsülerden çözüm değil, düşman fışkırıyor.
 
Siyasetin dili değişti.
Ama bu değişim bir evrim değil; bir gerilim.
 
Kimse bir diğerinin fikrine saygı göstermiyor. Çünkü artık siyaset bir "fikri savunma" değil, bir "kimliği yok etme" yarışı. Bir partinin yükselişi, diğerinin düşüşüyle değil; diğerinin şeytanlaştırılmasıyla sağlanıyor. Kutuplaşma, oy makinesi gibi çalışıyor. Nefret, algoritmaların yakıtı haline geldi.
 
Toplum ikiye bölünmüyor artık, kırılıyor.
Biz ve onlar.
Doğru olanlar ve hainler.
Yerli olanlar ve sözde dış güçlerin maşaları...
 
Ama şu soru hâlâ masada duruyor:
Bu dil, kimi güçlendiriyor?
 
Cevap açık:
Sistemi değil, krizi...
Milleti değil, kutuplaşmayı...
Geleceği değil, günü kurtarmayı...
 
Oysa toplumun ihtiyacı bağıran değil, dinleyen siyasetçilerdir. Kendi haklılığını göstermek için öfkeye değil, fikre sığınan liderlerdir.
 
Kısacası;
Siyasetin nefret dili, sadece rakipleri değil, demokrasinin kendisini de boğuyor.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergercek.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.