KOLTUKTA UNUTULAN CÜZDAN
KOLTUKTA UNUTULAN CÜZDAN
Bazı şeyler kaybolmaz, sadece insanı sınar. Hele ki kaybolan bir cüzdansa… Güvenin, utanmanın ve çayın ortasında geçen bu hikâyede herkes biraz kendini bulacak.
Kahvehanede sabah saatleri. Henüz okey taşları dizilmemiş, çaylar yeni demleniyor. Mahalleli yavaş yavaş içeri süzülüyor. O sırada bir ses:
– “Usta! Bu koltuğun arasında bir şey var...
Cüzdan gibi!”
Usta hemen bakıyor. Evet, gerçekten bir cüzdan.
İçinde para var, kimlik var, kartlar var.
Herkes etrafına bakıyor, “Kimin olabilir?” diye...
Ama bir kişi sessiz, gözleri cüzdanda, elleri cebinde.
Birkaç dakika sonra içeri genç biri giriyor:
– “Abi, sabah oturmuştum buraya…
Cüzdanımı unuttum da…”
Sessiz olan adam dayanamıyor, aniden ayağa kalkıyor:
– “Senin miymiş?
Ben de az kalsın alıp polise götürecektim.”
Ama herkes biliyor, o koltukta sabah oturan o değildi.
Kahvehane sessizleşiyor.
Çay demi acıyor.
Güven, utanç ve insanlık, bir koltuğun aralığında sıkışıp kalıyor.
Bazı eşyalar kaybolmaz; insanları bulmak için yolunu şaşırır.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.