Çocuğumun (DEHB) olduğunu nasıl anlarım?

PSİKOLOJİ 27.11.2023 - 10:04, Güncelleme: 27.11.2023 - 13:54 983+ kez okundu.
 

Çocuğumun (DEHB) olduğunu nasıl anlarım?

PSK.DAN. HÜSNİYE ABBASOVA :Yeni doğan bebekler sınırlı işitme ve görme becerileri ve henüz tam olarak olgunlaşmamış beyin gelişiminin sınırlamasına rağmen uyaranlara kısa süreli dikkat edebilir.
DİKKATİN GELİŞİMİ Yenidoğan bebekler sınırlı işitme ve görme becerileri ve henüz tam olarak olgunlaşmamış beyin gelişiminin sınırlamasına rağmen uyaranlara kısa süreli dikkat edebilir. İlk altı ay içinde hem duyusal kapasitesinin (işitme ve görme becerileri) hem de beyin gelişiminin ilerlemesi ile çocuk dikkatini daha uzun süreli verebilmeye başlar. İlk aylarda daha çok uyarana kısa süreli odaklanma (sese dönme, yüze bakma gibi) şeklindeki dikkat, çocuk büyüdükçe kendi seçtiği nesnelere odaklanma şeklini alır. Odaklanmış dikkat öğrenmenin ilk adımıdır. Mesela çocuğun annesinin yüzüne odaklanabilmesi, annesinin yüz hareketlerini taklit ederek annesinin çıkarttığı seslere benzer sesler çıkarmasını sağlayacaktır. Çocuğun dikkatini çeken yeni nesneye odaklanması, onu hafızasına kaydetmesini ve tekrar tekrar karşılaştıkça onu daha iyi tanımasını sağlar. Mesela çocuk çıngırağı ilk gördüğünde ona dikkat eder ve hafızasına kaydeder, tekrar karşılaştığında bu kayıt üzerine çıngırağın sallandığında ses çıkarması gibi farklı özelliklerini de ekler. Bu sayede yeni becerileri daha hızlı edinir. 18 ay itibarı ile yürütücü işlevler gelişmeye başlar. Yürütücü işlevler, davranışları kontrol edebilmek, yapılacak işlemleri beyinde sıralayabilmek, davranışların sonuçlarını değerlendirmek ile amaç ve planlara göre davranışları ayarlamayı kapsayan kompleks bir sistemdir. Mesela çocuğun ev yapmak için gerekli malzemeleri bir araya toplaması, etraftaki gereksiz eşyaları uzaklaştırması, yeterli süre dikkat etmesi, dikkatini dağıtacak seslerden uzaklaşması gibi aktiviteler yürütücü işlevlerle bağlantılıdır. Yürütücü işlevler, ön beyin bölgesinin bir işlevidir ve olgunlaşması geç ergenlik dönemine kadar devam eder. Yani çocuk büyüdükçe davranışlarını, eylemlerini daha iyi kontrol edecek ve dikkatini daha iyi odaklayacaktır. Bu sürecin başında olan küçük çocuklar, doğal olarak daha hareketli olacak, hareketlerini kontrol etmek ve hareketlerinin sonuçlarını öngörmek açısından zorlanacaktır. Mesela 2 yaşındaki bir çocuk tehlikeleri fark etmek ve zarar görmeyecek şekilde davranışlarını düzenlemekte zorluk çeker. Bıçağın kendisini kesebileceği, sıcak suyun kendisini yakabileceğini düşünmeden onlara uzanır, ancak 4 yaşına geldiğinde bunları çok daha bilinçli bir şekilde kontrol edebilecektir. Aynı şekilde 3 yaşında çocukların büyük bir kısmı hareketsiz kalmakta zorlanır. Yaş büyüdükçe bu aşırı hareketlilik azalacaktır. DİKKAT PROBLEMLERİ NE ZAMAN HASTALIK (BOZUKLUK) HÂLİNE GELİR? Hastalık (bozukluk) boyutuna ulaşan dikkat problemleri ve aşırı hareketliliği normal çocuklardan ayıran 4 önemli özellik vardır:  Dikkat problemleri ve aşırı hareketlilik yaşına ve gelişim düzeyine göre beklenenden şiddetlidir.  Dikkat problemleri ve hareketlilik geçici değildir. Çocuğun küçük yaşlarından beri devam etmektedir.  Dikkat problemleri ve aşırı hareketlilik bir ortamla sınırlı değildir; farklı birkaç ortamda birden (okul, ev, park gibi) görülür.  Dikkat problemleri ve aşırı hareketlilik çocuğun yaşamını olumsuz etkiler. Dikkat problemleri nedeniyle çocuk yaşına uygun becerileri kazanmakta zorlanır. Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik hem çocuğun okula uyumunu zorlaştırır hem de çocuğun sık sık kaza geçirmesine neden olabilir. Bu belirtilerden bir kaçı çocuğunuzda varsa zamaninda uzmandan yardım isteyin. Doğru ve zamanında edilen müdahele, çocuğunuzun gelişimine en büyük destektir. DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU NEDEN OLUŞUR? Genetik Nedenler DEHB oluşumunda en önemli rolü genetik etkenler oynamaktadır. Vakaların yarısından fazlası genetik nedenlerle açıklanmaktadır. Bu konuda yapılan ikiz ve evlat edinme çalışmaları, DEHB ile ilişkili çeşitli genler ortaya koymuştur. Bu genler beyindeki taşıyıcı moleküller (dopamin, nörepinefrin vs.) ve beyin gelişimi ile ilişkili genlerdir. Araştırmalar, DEHB’li anne ya da babanın çocuklarında DEHB görülme ihtimalinin normal toplumun üzerinde olduğunu ortaya koymuştur. Biyolojik Nedenler Beynin özellikle ön bölgesinin yetersiz işlev görmesinin DEHB ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar ise DEHB’li bireylerde beynin gelişiminde yaygın bir farklılık olduğunu ortaya koymuştur. Beyindeki taşıyıcı moleküllerden özellikle dopamin ve norepinefrinin etkin bir şekilde çalışamamasının DEHB’de rolü olduğu düşünülmektedir. Bu moleküller beynin etkin bir şekilde çalışmasını sağlarken bunların sinirler arası aralıktaki miktarının azaltan faktörlerin DEHB ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Çevresel Nedenler DEHB ile ilişkili olduğu düşünülen çevresel nedenlerden en iyi bilinenler şunlardır : • Annenin gebeliği sırasında alkol ve sigara kullanımı ve stresli gebelik, • Doğum sırasında yaşanan zorluklar (doğumda oksijensiz kalma, düşük doğum ağırlığı, erken doğum gibi), • Ağır metal maruziyeti (kurşun gibi), • Belli vitamin ve minerallerin eksiklikleri. Koruyucu ve renklendirici içeren hazır gıdaların (çikolata, cips gibi) tüketiminin DEHB’ye neden olduğu düşünülmemektedir. Ancak özellikle hiperaktivite belirtilerini artırabileceği gösterilmiştir. Renklendirici, koruyucu madde içeren besinlerin çocuk tarafından tüketimini engellenmesinin DEHB belirtileri üzerine olumlu etkileri olabileceği düşünülmektedir. Psikososyal Nedenler: • Anne babanın çocuk yetiştirme tutumlarının (gevşek ebeveynlik, aşırı kuralcı ebeveynlik gibi) DEHB’ye neden olmamaktadır. Ancak hastalığın gidişini olumsuz etkileyebilir ve diğer problemlerin eşlik etmesine neden olabilir. • Yoğun elektronik medya (TV, cep telefonu vs.) kullanımının DEHB’ye neden olduğu yönünde yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ancak özellikle yaşamın ilk yıllarında yoğun elektronik medya maruziyetinin uzun dönemde dikkat problemleri ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Çocuk yetiştirme tutumları DEHB’ye neden olmaz.
PSK.DAN. HÜSNİYE ABBASOVA :Yeni doğan bebekler sınırlı işitme ve görme becerileri ve henüz tam olarak olgunlaşmamış beyin gelişiminin sınırlamasına rağmen uyaranlara kısa süreli dikkat edebilir.

DİKKATİN GELİŞİMİ
Yenidoğan bebekler sınırlı işitme ve görme becerileri ve henüz tam olarak olgunlaşmamış beyin gelişiminin sınırlamasına rağmen uyaranlara kısa süreli dikkat edebilir. İlk altı ay içinde hem duyusal kapasitesinin (işitme ve görme becerileri) hem de beyin gelişiminin ilerlemesi ile çocuk dikkatini daha uzun süreli verebilmeye başlar.

İlk aylarda daha çok uyarana kısa süreli odaklanma (sese dönme, yüze bakma gibi) şeklindeki dikkat, çocuk büyüdükçe kendi seçtiği nesnelere odaklanma şeklini alır. Odaklanmış dikkat öğrenmenin ilk adımıdır. Mesela çocuğun annesinin yüzüne odaklanabilmesi, annesinin yüz hareketlerini taklit ederek annesinin çıkarttığı seslere benzer sesler çıkarmasını sağlayacaktır.

Çocuğun dikkatini çeken yeni nesneye odaklanması, onu hafızasına kaydetmesini ve tekrar tekrar karşılaştıkça onu daha iyi tanımasını sağlar. Mesela çocuk çıngırağı ilk gördüğünde ona dikkat eder ve hafızasına kaydeder, tekrar karşılaştığında bu kayıt üzerine çıngırağın sallandığında ses çıkarması gibi farklı özelliklerini de ekler. Bu sayede yeni becerileri daha hızlı edinir.

18 ay itibarı ile yürütücü işlevler gelişmeye başlar. Yürütücü işlevler, davranışları kontrol edebilmek, yapılacak işlemleri beyinde sıralayabilmek, davranışların sonuçlarını değerlendirmek ile amaç ve planlara göre davranışları ayarlamayı kapsayan kompleks bir sistemdir.

Mesela çocuğun ev yapmak için gerekli malzemeleri bir araya toplaması, etraftaki gereksiz eşyaları uzaklaştırması, yeterli süre dikkat etmesi, dikkatini dağıtacak seslerden uzaklaşması gibi
aktiviteler yürütücü işlevlerle bağlantılıdır.

Yürütücü işlevler, ön beyin bölgesinin bir işlevidir ve olgunlaşması geç ergenlik dönemine kadar devam eder. Yani çocuk büyüdükçe davranışlarını, eylemlerini daha iyi kontrol edecek ve dikkatini daha iyi odaklayacaktır. Bu sürecin
başında olan küçük çocuklar, doğal olarak daha hareketli olacak, hareketlerini kontrol etmek ve hareketlerinin sonuçlarını öngörmek açısından zorlanacaktır.

Mesela 2 yaşındaki bir çocuk tehlikeleri fark etmek ve zarar görmeyecek şekilde davranışlarını düzenlemekte zorluk çeker. Bıçağın kendisini kesebileceği, sıcak suyun kendisini yakabileceğini düşünmeden onlara uzanır, ancak 4 yaşına
geldiğinde bunları çok daha bilinçli bir şekilde kontrol edebilecektir. Aynı şekilde 3 yaşında çocukların büyük bir kısmı hareketsiz kalmakta zorlanır.

Yaş büyüdükçe bu aşırı hareketlilik azalacaktır.

DİKKAT PROBLEMLERİ NE ZAMAN HASTALIK
(BOZUKLUK) HÂLİNE GELİR?

Hastalık (bozukluk) boyutuna ulaşan dikkat problemleri ve aşırı hareketliliği
normal çocuklardan ayıran 4 önemli özellik vardır:
 Dikkat problemleri ve aşırı hareketlilik yaşına ve gelişim düzeyine göre
beklenenden şiddetlidir.
 Dikkat problemleri ve hareketlilik geçici değildir. Çocuğun küçük
yaşlarından beri devam etmektedir.
 Dikkat problemleri ve aşırı hareketlilik bir ortamla sınırlı değildir; farklı
birkaç ortamda birden (okul, ev, park gibi) görülür.
 Dikkat problemleri ve aşırı hareketlilik çocuğun yaşamını olumsuz etkiler.

Dikkat problemleri nedeniyle çocuk yaşına uygun becerileri kazanmakta zorlanır.

Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik hem çocuğun okula uyumunu zorlaştırır hem de çocuğun sık sık kaza geçirmesine neden olabilir.

Bu belirtilerden bir kaçı çocuğunuzda varsa zamaninda uzmandan yardım isteyin. Doğru ve zamanında edilen müdahele, çocuğunuzun gelişimine en büyük destektir.
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU NEDEN
OLUŞUR?

Genetik Nedenler

DEHB oluşumunda en önemli rolü genetik etkenler oynamaktadır. Vakaların yarısından fazlası genetik nedenlerle açıklanmaktadır. Bu konuda yapılan ikiz ve
evlat edinme çalışmaları, DEHB ile ilişkili çeşitli genler ortaya koymuştur.

Bu genler beyindeki taşıyıcı moleküller (dopamin, nörepinefrin vs.) ve beyin gelişimi ile ilişkili genlerdir.

Araştırmalar, DEHB’li anne ya da babanın çocuklarında DEHB görülme ihtimalinin normal toplumun üzerinde olduğunu ortaya koymuştur.

Biyolojik Nedenler

Beynin özellikle ön bölgesinin yetersiz işlev görmesinin DEHB ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar ise DEHB’li bireylerde beynin gelişiminde yaygın bir farklılık olduğunu ortaya koymuştur.
Beyindeki taşıyıcı moleküllerden özellikle dopamin ve norepinefrinin etkin bir şekilde çalışamamasının DEHB’de rolü olduğu düşünülmektedir. Bu moleküller beynin etkin bir şekilde çalışmasını sağlarken bunların sinirler arası aralıktaki miktarının azaltan faktörlerin DEHB ile ilişkili olduğu düşünülmektedir.

Çevresel Nedenler

DEHB ile ilişkili olduğu düşünülen çevresel nedenlerden en iyi bilinenler şunlardır :
• Annenin gebeliği sırasında alkol ve sigara kullanımı ve stresli gebelik,
• Doğum sırasında yaşanan zorluklar (doğumda oksijensiz kalma, düşük doğum ağırlığı, erken doğum gibi),
• Ağır metal maruziyeti (kurşun gibi),
• Belli vitamin ve minerallerin eksiklikleri.
Koruyucu ve renklendirici içeren hazır gıdaların (çikolata, cips gibi) tüketiminin DEHB’ye neden olduğu düşünülmemektedir.

Ancak özellikle hiperaktivite belirtilerini artırabileceği gösterilmiştir.

Renklendirici, koruyucu madde içeren besinlerin çocuk tarafından tüketimini engellenmesinin DEHB belirtileri üzerine olumlu etkileri olabileceği düşünülmektedir.


Psikososyal Nedenler:

• Anne babanın çocuk yetiştirme tutumlarının (gevşek ebeveynlik, aşırı kuralcı ebeveynlik gibi) DEHB’ye neden olmamaktadır. Ancak hastalığın gidişini olumsuz etkileyebilir ve diğer problemlerin eşlik etmesine neden olabilir.
• Yoğun elektronik medya (TV, cep telefonu vs.) kullanımının DEHB’ye neden olduğu yönünde yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ancak özellikle yaşamın ilk yıllarında yoğun elektronik medya maruziyetinin uzun
dönemde dikkat problemleri ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir.

Çocuk yetiştirme tutumları DEHB’ye neden olmaz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergercek.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.