Fanatizme mahkum eden şey nedir hiç düşündünüz mü?

YAŞAM 07.12.2023 - 13:52, Güncelleme: 07.12.2023 - 08:47 983+ kez okundu.
 

Fanatizme mahkum eden şey nedir hiç düşündünüz mü?

PSK.HAKAN YAYLA: Fanatizm bir konuya bir duruma bir insana bir partiye özellikle de bir spor branşına ve bir spor kulübüne takıntılı olacak şekilde ve toplumsal normları hiçe sayacak derecede bağlılık geliştirmedir. Herhangi bir durumun veya olgunun fanatizm olduğunu anlamak için eleştiriye tahammül düzeyine bakmak gerekir.
Spor sahalarında sıklıkla karşılaştığımız birtakım sloganlar ve tezahüratlar duymaktayız. Bu tezahüratların içinde "seninle ölmeye geldik" şeklinde söylemler de kendine yer bulmaktadır. Peki taraftarları bu tarz söylemlere iten ve onları fanatizme mahkum eden şey nedir hiç düşündünüz mü? Fanatizm bir konuya bir duruma bir insana bir partiye özellikle de bir spor branşına ve bir spor kulübüne takıntılı olacak şekilde ve toplumsal normları hiçe sayacak derecede bağlılık geliştirmedir. Herhangi bir durumun veya olgunun fanatizm olduğunu anlamak için eleştiriye tahammül düzeyine bakmak gerekir. Eğer kişi eleştiriye gelemiyorsa hiçbir şekilde buna dayanamıyorsa ve abartılı tepkilerde bulunuyorsa orada fanatizmin varlığından söz etmek mümkündür. Eleştiriyi kabul etmeyip karşı çıksa bile kişiler eğer sakin bir şekilde eleştirileri dinleyebiliyorsa bunun adı fanatizm olmaz. Dolayısıyla bir insanın bir şeyi çok sevip bağlanması ve delicesine savunması o durumun her zaman fanatizm olduğunu göstermez. Fanatizm için eleştiriye kapalı olmak gerekir. Fanatik kişiler sabit fikirli olmakla birlikte savunmuş oldukları değerleri ve fikirlerden asla ödün vermezler. Fanatizmi tetikleyen ve daha olumsuz sonuçlar doğurmasını sağlayan nedenlerden biri de kişinin bağlandığı nesneye,olguya veya takımla kendisini özdeşleştirmesidir. Bu kişinin bağlandığı nesneyi kendi benliğinden ayrı bir şey olarak görememesine neden olur. Bu kişinin tuttuğu takımın kötü sonuçlar aldığında  dünyanın sonu gelmiş gibi etrafını algılamasına ve bunun sonucunda öfke patlamaları yaşamasına sebebiyet verir. Aslında zaten spor müsabakalarında da yenilen takım taraftarlarının vermiş olduğu abartılı olumsuz tepkilerin ve şiddet eylemlerinin başlıca nedeni de budur. Bu durumu engellemek için skora odaklı taraftar profilinden vazgeçmeli ve spordaki rekabetin birleştirici gücünden sporun güzelliğinden zevk almaya bakmalıyız. Ancak böyle yaparsak spordaki şiddetin ve olumsuz toplumsal olayların önüne geçmiş oluruz. Sporda fanatizm ve holiganlığı daha çok kişilik bozukluğu olan insanlarda gözlemlemekteyiz. Özellikle antisosyal kişilik bozukluğu olanlar taraftarlığı fanatizm ve holiganizm derecesine taşırlar. Bu kişilerin normal yaşantılarında da toplumsal normlara uymayan şiddet eğilimleri gösteren uyumsuz saygısız ve katı tipler olduğunu da göz önünde bulundurursak antisosyal kişilik bozukluğunun fanatizm için ciddi bir risk faktörü olduğunu söyleyebiliriz. Bu kişilik bozuklukları ile birlikte alkol kullanımı da eğer mevcutsa kişinin zaten mevcutta var olan şiddet gösterme eğilimleri ve saldırganlık dürtüleri ortaya çıkacaktır ve kişi cezai yaptırımlara aldırmaksızın olumsuz toplumsal olaylara karışacaktır. Bazı insanlar tuttukları takımla kendi öz saygısını ve benliğini eşleştirir. Zayıf benliğe sahip insanlar kendi zayıf benliklerini tutmuş oldukları takımın başarısı ile kapatmaya çalışırlar. Bu yüzden takımın sağlamış olduğu her başarıda kendi özgüvenlerinin de yükseldiğini ve daha güçlü bir şekilde hayata devam edebileceklerini düşünürler. Bunun tam tersi olduğunda yani takımları kaybettiğinde ise bu kişiler kendilerini güçsüz çaresiz ve başarısız insanlar olarak görmeye başlarlar ve özsaygıları büyük ölçüde zedelenir. Bu durum da özellikle kişilik bozukluğuna sahip olan fanatik insanlarda agresif davranışlara kaygı bozukluğuna ve saldırganlığa neden olabilir. Kaybeden takım taraftarlarının tribünlerde koltukları kırması sahaya yabancı maddeler atması oyunculara ve hakemlere küfürler savurması ve holiganvari tavırlarda bulunması işte bu nedendendir. Peki fanatizmin ve holiganizmin önüne geçmek için neler yapmalıyız? •Öncelikle maç sonu röportajlarında özellikle kaybeden takım antrenör ve oyuncularının ani sinir ve gerginlikle açıklama yapmaktan kaçınmaları ve kendi taraftarlarını provoke etmemeleri gerekir. •Yüksek alkollü olan taraftarlar tribünlerde alkolün vermiş olduğu etkiyle fazla abartılı tepkiler verip olumsuz saha olaylarına neden olabilirler.Bu yüzden bu seyircilerin tespit edilip  stadlara alınmaması veya tribünlere giriş yasağı getirilerek futboldan men edilmesi gerekebilir. • Her şeyden önce fanatizmi önlemekte en büyük pay spor medyasına düşmektedir. Özellikle televizyon kanallarında yorumculuk yapan spor yazarları,yorumcular ve eski hakemler sporun birleştirici gücüne sıklıkla değinmeli ve centilmence açıklamalarda bulunmalıdırlar. Spor yorumcuları görüşlerini açıklarken ön yargısız, tarafsız, dikkatli ve rakip takım taraftarlarını birbirine düşürmeyecek bir şekilde açıklamalar yapmalıdır. Gazetelerde daha fazla prim getirdiği için holiganlığı ve fanatizmi körükleyen manşetler atılmamalıdır ve bu şekilde yazılar yazılmamalıdır çünkü her taraftar sosyal medya ve gazetelerden oldukça fazla etkilenir ve ona göre kendisini doldurur. Kısacası fanatizm uzak durulması gereken ve toplum ruh sağlığını da ciddi derecede olumsuz etkileyen toplumsal düzeni bozan ve tehdit eden bir hastalıktır. Bu sebeple fanatizmle her kesimden insanın mücadele etmesi özellikle de medyanın bu konuda duyarlı olması şarttır.
PSK.HAKAN YAYLA: Fanatizm bir konuya bir duruma bir insana bir partiye özellikle de bir spor branşına ve bir spor kulübüne takıntılı olacak şekilde ve toplumsal normları hiçe sayacak derecede bağlılık geliştirmedir. Herhangi bir durumun veya olgunun fanatizm olduğunu anlamak için eleştiriye tahammül düzeyine bakmak gerekir.

Spor sahalarında sıklıkla karşılaştığımız birtakım sloganlar ve tezahüratlar duymaktayız.
Bu tezahüratların içinde "seninle ölmeye geldik" şeklinde söylemler de kendine yer bulmaktadır.
Peki taraftarları bu tarz söylemlere iten ve onları fanatizme mahkum eden şey nedir hiç düşündünüz mü?

Fanatizm bir konuya bir duruma bir insana bir partiye özellikle de bir spor branşına ve bir spor kulübüne takıntılı olacak şekilde ve toplumsal normları hiçe sayacak derecede bağlılık geliştirmedir. Herhangi bir durumun veya olgunun fanatizm olduğunu anlamak için eleştiriye tahammül düzeyine bakmak gerekir.

Eğer kişi eleştiriye gelemiyorsa hiçbir şekilde buna dayanamıyorsa ve abartılı tepkilerde bulunuyorsa orada fanatizmin varlığından söz etmek mümkündür. Eleştiriyi kabul etmeyip karşı çıksa bile kişiler eğer sakin bir şekilde eleştirileri dinleyebiliyorsa bunun adı fanatizm olmaz. Dolayısıyla bir insanın bir şeyi çok sevip bağlanması ve delicesine savunması o durumun her zaman fanatizm olduğunu göstermez. Fanatizm için eleştiriye kapalı olmak gerekir. Fanatik kişiler sabit fikirli olmakla birlikte savunmuş oldukları değerleri ve fikirlerden asla ödün vermezler.

Fanatizmi tetikleyen ve daha olumsuz sonuçlar doğurmasını sağlayan nedenlerden biri de kişinin bağlandığı nesneye,olguya veya takımla kendisini özdeşleştirmesidir. Bu kişinin bağlandığı nesneyi kendi benliğinden ayrı bir şey olarak görememesine neden olur. Bu kişinin tuttuğu takımın kötü sonuçlar aldığında  dünyanın sonu gelmiş gibi etrafını algılamasına ve bunun sonucunda öfke patlamaları yaşamasına sebebiyet verir. Aslında zaten spor müsabakalarında da yenilen takım taraftarlarının vermiş olduğu abartılı olumsuz tepkilerin ve şiddet eylemlerinin başlıca nedeni de budur.

Bu durumu engellemek için skora odaklı taraftar profilinden vazgeçmeli ve spordaki rekabetin birleştirici gücünden sporun güzelliğinden zevk almaya bakmalıyız. Ancak böyle yaparsak spordaki şiddetin ve olumsuz toplumsal olayların önüne geçmiş oluruz.
Sporda fanatizm ve holiganlığı daha çok kişilik bozukluğu olan insanlarda gözlemlemekteyiz.

Özellikle antisosyal kişilik bozukluğu olanlar taraftarlığı fanatizm ve holiganizm derecesine taşırlar. Bu kişilerin normal yaşantılarında da toplumsal normlara uymayan şiddet eğilimleri gösteren uyumsuz saygısız ve katı tipler olduğunu da göz önünde bulundurursak antisosyal kişilik bozukluğunun fanatizm için ciddi bir risk faktörü olduğunu söyleyebiliriz.

Bu kişilik bozuklukları ile birlikte alkol kullanımı da eğer mevcutsa kişinin zaten mevcutta var olan şiddet gösterme eğilimleri ve saldırganlık dürtüleri ortaya çıkacaktır ve kişi cezai yaptırımlara aldırmaksızın olumsuz toplumsal olaylara karışacaktır.
Bazı insanlar tuttukları takımla kendi öz saygısını ve benliğini eşleştirir.

Zayıf benliğe sahip insanlar kendi zayıf benliklerini tutmuş oldukları takımın başarısı ile kapatmaya çalışırlar. Bu yüzden takımın sağlamış olduğu her başarıda kendi özgüvenlerinin de yükseldiğini ve daha güçlü bir şekilde hayata devam edebileceklerini düşünürler. Bunun tam tersi olduğunda yani takımları kaybettiğinde ise bu kişiler kendilerini güçsüz çaresiz ve başarısız insanlar olarak görmeye başlarlar ve özsaygıları büyük ölçüde zedelenir.

Bu durum da özellikle kişilik bozukluğuna sahip olan fanatik insanlarda agresif davranışlara kaygı bozukluğuna ve saldırganlığa neden olabilir. Kaybeden takım taraftarlarının tribünlerde koltukları kırması sahaya yabancı maddeler atması oyunculara ve hakemlere küfürler savurması ve holiganvari tavırlarda bulunması işte bu nedendendir.

Peki fanatizmin ve holiganizmin önüne geçmek için neler yapmalıyız?
•Öncelikle maç sonu röportajlarında özellikle kaybeden takım antrenör ve oyuncularının ani sinir ve gerginlikle açıklama yapmaktan kaçınmaları ve kendi taraftarlarını provoke etmemeleri gerekir.

•Yüksek alkollü olan taraftarlar tribünlerde alkolün vermiş olduğu etkiyle fazla abartılı tepkiler verip olumsuz saha olaylarına neden olabilirler.Bu yüzden bu seyircilerin tespit edilip  stadlara alınmaması veya tribünlere giriş yasağı getirilerek futboldan men edilmesi gerekebilir.

• Her şeyden önce fanatizmi önlemekte en büyük pay spor medyasına düşmektedir. Özellikle televizyon kanallarında yorumculuk yapan spor yazarları,yorumcular ve eski hakemler sporun birleştirici gücüne sıklıkla değinmeli ve centilmence açıklamalarda bulunmalıdırlar.

Spor yorumcuları görüşlerini açıklarken ön yargısız, tarafsız, dikkatli ve rakip takım taraftarlarını birbirine düşürmeyecek bir şekilde açıklamalar yapmalıdır. Gazetelerde daha fazla prim getirdiği için holiganlığı ve fanatizmi körükleyen manşetler atılmamalıdır ve bu şekilde yazılar yazılmamalıdır çünkü her taraftar sosyal medya ve gazetelerden oldukça fazla etkilenir ve ona göre kendisini doldurur.

Kısacası fanatizm uzak durulması gereken ve toplum ruh sağlığını da ciddi derecede olumsuz etkileyen toplumsal düzeni bozan ve tehdit eden bir hastalıktır.

Bu sebeple fanatizmle her kesimden insanın mücadele etmesi özellikle de medyanın bu konuda duyarlı olması şarttır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergercek.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.