Modern tıbbın ilgilendiği beden, aslında ruhun bir tercümanıdır.
Peki ya sık sık tekrarlayan rahatsızlıkların arkasında bastırılmış duygularınız olabilir mi?
Ruh Ağladığında, Beden Susmaz
Bugün baş ağrısı, yarın mide bulantısı, sonra kas ağrıları...
Belki MR çekildiniz, kan testleri yaptırdınız, fakat sonuçlar “normal” çıktı.
İşte tam bu noktada göz ardı edilen bir kapı aralanmalı: Psikolojik etkenler.
Bedendeki birçok ağrının temelinde duygusal çalkantılar, bastırılmış öfke, yas ya da suçluluk duygusu yatıyor olabilir.
Beden, dili olmayan bir çocuktur çoğu zaman. Konuşmaz ama çok şey anlatır.
Psikosomatik Gerçeklik
Psikosomatik hastalıklar, ruhsal durumların bedene yansımasıdır.
“Sinirden bağırsaklarım bozuldu”, “Üzüntüden yeme içme düzenim kalmadı” gibi sözler, halk arasında boşuna söylenmiş değildir.
Bilinçaltındaki travmalar, zamanla bedende kendine bir çıkış yolu bulur.
Ruh Sağlığı, Koruyucu Hekimliğin Temelidir
Sadece antibiyotikle ya da vitaminle değil; bireyin içsel huzuruyla da hastalıkların önüne geçilebilir.
Bütünsel tıp yaklaşımı burada devreye girer. Hastanın geçmişi, duygusal durumu, travmaları, hayata bakışı...
Tüm bunlar tedavinin birer parçasıdır.
Tavsiye: İçinize Dönün
Kendinizi ne zaman kötü hissederseniz, bir dakika durun.
Sorun: "Bedenim bana ne anlatmaya çalışıyor?" Bazen cevabı ağrının kendisi değil, ağrının başladığı anda yaşadığınız bir olayda saklı olabilir.
Son Söz:
“Beden susmaz. Ruhun konuşamadığını, hücreler fısıldar.”