Dr.Cihan Tarhan
Köşe Yazarı
Dr.Cihan Tarhan
 

Karanlıkta Gelişen Kas: Psikolojik Dayanıklılık Nedir?

Hayatın sert yüzüne çarpan herkes, bir noktada aynı soruyla baş başa kalır: “Bunun üstesinden nasıl geleceğim?” Cevap çoğu zaman bir ilaca, bir reçeteye ya da bir nasihate indirgenir. Oysa bazı insanlar aynı karanlık tünelden geçerken dimdik çıkarken, bazıları neden dağılıp kalıyor?   Bu farkın adı psikolojik dayanıklılık. Ve evet, bu da tıpkı bir kas gibi geliştirilebilir.   Zorluklar Bizimle Konuşur   Zorluklar aslında hayatın sessiz öğretmenleridir. En çok da sessiz kaldıklarında bağırırlar. İşte o anda, kişi ya dağılır ya da yeniden şekillenir. Psikolojik dayanıklılık, olaylara bakış açımızı ve içsel diyaloglarımızı belirleyen görünmez ama güçlü bir iç pusuladır.   Bazı insanlar zor olaylar karşısında “Neden ben?” sorusuna takılırken, dayanıklı bireyler “Şimdi ne yapabilirim?” sorusunu sorar. Bu, fark yaratır.   Doğuştan Mı, Sonradan Mı?   Sıklıkla gelen soru şu: Bu dayanıklılık doğuştan mı gelir yoksa öğrenilebilir mi? Cevap net: Öğrenilebilir. Empati kurabilmek, duyguları tanıyabilmek, kendini suçlamadan gerçek sorumluluğu almak, destek istemeyi bilmek… Bunlar öğrenildikçe ruhun kalınlığı da artar.   Bir örnek: Yıkıcı bir olaydan sonra bile toparlanabilen çocuklara dikkat ettiğimizde, çoğunlukla hayatlarında en az bir tane güven veren, sabırlı, yargılamayan bir yetişkin vardır.   Bu kişi bir öğretmen olabilir, bir akraba, hatta bir komşu… İşte bu temas bile, çocuğun iç yapısını güçlendiren bir kök gibidir.   Psikolojik Dayanıklılık Nasıl Artırılır?   Gerçekçi iyimserlik: Her şeyin iyi olacağına değil, elimden geleni yapabileceğime inanmak.   Kontrol alanına odaklanmak: Ne yapabilirim? Ne değiştirilebilir?   Bağ kurmak: İnsan ilişkileri, zihinsel bağışıklığımızı artırır.   Anlam bulmak: Acı çekilen deneyime bile anlam katmak, iyileştirici bir etki yapar.     Sonuç Yerine   Zihinsel olarak güçlü olmak, duygusuz olmak değildir. Aksine, duyguların farkında olup, onlarla barış içinde yaşayabilmektir. Bir çınar fırtınayı sadece gövdesiyle değil, kökleriyle de atlatır. Ve o kökler, zamanla, bilinçli çabayla derinleşir.    “Rüzgârın yönünü değiştiremezsin ama yelkenlerini ayarlayabilirsin.”
Ekleme Tarihi: 13 July 2025 - Sunday
Dr.Cihan Tarhan

Karanlıkta Gelişen Kas: Psikolojik Dayanıklılık Nedir?

Hayatın sert yüzüne çarpan herkes, bir noktada aynı soruyla baş başa kalır: “Bunun üstesinden nasıl geleceğim?” Cevap çoğu zaman bir ilaca, bir reçeteye ya da bir nasihate indirgenir. Oysa bazı insanlar aynı karanlık tünelden geçerken dimdik çıkarken, bazıları neden dağılıp kalıyor?
 
Bu farkın adı psikolojik dayanıklılık. Ve evet, bu da tıpkı bir kas gibi geliştirilebilir.
 
Zorluklar Bizimle Konuşur
 
Zorluklar aslında hayatın sessiz öğretmenleridir. En çok da sessiz kaldıklarında bağırırlar. İşte o anda, kişi ya dağılır ya da yeniden şekillenir. Psikolojik dayanıklılık, olaylara bakış açımızı ve içsel diyaloglarımızı belirleyen görünmez ama güçlü bir iç pusuladır.
 
Bazı insanlar zor olaylar karşısında “Neden ben?” sorusuna takılırken, dayanıklı bireyler “Şimdi ne yapabilirim?” sorusunu sorar. Bu, fark yaratır.
 
Doğuştan Mı, Sonradan Mı?
 
Sıklıkla gelen soru şu: Bu dayanıklılık doğuştan mı gelir yoksa öğrenilebilir mi? Cevap net: Öğrenilebilir. Empati kurabilmek, duyguları tanıyabilmek, kendini suçlamadan gerçek sorumluluğu almak, destek istemeyi bilmek… Bunlar öğrenildikçe ruhun kalınlığı da artar.
 
Bir örnek: Yıkıcı bir olaydan sonra bile toparlanabilen çocuklara dikkat ettiğimizde, çoğunlukla hayatlarında en az bir tane güven veren, sabırlı, yargılamayan bir yetişkin vardır.
 
Bu kişi bir öğretmen olabilir, bir akraba, hatta bir komşu… İşte bu temas bile, çocuğun iç yapısını güçlendiren bir kök gibidir.
 
Psikolojik Dayanıklılık Nasıl Artırılır?
 
Gerçekçi iyimserlik: Her şeyin iyi olacağına değil, elimden geleni yapabileceğime inanmak.
 
Kontrol alanına odaklanmak: Ne yapabilirim? Ne değiştirilebilir?
 
Bağ kurmak: İnsan ilişkileri, zihinsel bağışıklığımızı artırır.
 
Anlam bulmak: Acı çekilen deneyime bile anlam katmak, iyileştirici bir etki yapar.
 
 
Sonuç Yerine
 
Zihinsel olarak güçlü olmak, duygusuz olmak değildir. Aksine, duyguların farkında olup, onlarla barış içinde yaşayabilmektir. Bir çınar fırtınayı sadece gövdesiyle değil, kökleriyle de atlatır. Ve o kökler, zamanla, bilinçli çabayla derinleşir.
 
 “Rüzgârın yönünü değiştiremezsin ama yelkenlerini ayarlayabilirsin.”
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergercek.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.