Mehmet Salih Ardıç
Köşe Yazarı
Mehmet Salih Ardıç
 

İçimize Atmak, En Ağır Yüktür

Hayatta en çok taşıdığımız yük, çoğu zaman kimsenin görmediği, adını bile koyamadığımız bir duygudur: içimize attıklarımız. Ne var ki, bastırılan duygular yok olmaz; birikir, şekil değiştirir ve zamanı geldiğinde başka biçimlerde karşımıza çıkar.   Bazen bir baş ağrısıdır bu yük, bazen sebepsiz bir öfke patlaması. Sessizlikle geçiştirilen her haksızlık, göz ardı edilen her incinmişlik, içimizde çürümeye bırakılmış duygulara dönüşür. Kırılmak, üzülmek, incinmek doğaldır; ama en büyük hatayı, bunları görmezden gelerek yaparız. İçimizde tuttuğumuz şeyler, bizi biz olmaktan uzaklaştırır.   İçimize attığımız her cümle, konuşulmamış her kırgınlık, bir gün bedenimize veya ruhumuza sızar. Psikolojik danışmanlık odalarında başlayan pek çok hikâyenin kökeninde, konuşulamamış acılar, görülmemiş ihtiyaçlar yatar.   Kimi zaman “Aman boşver, değmez” diyerek geçiştiririz. Oysa en çok da kendimizi değersizleştiririz bu cümleyle. Değmediğini düşündüğümüz her duygu, aslında bizden bir parçadır. Yok saymak, reddetmek, bastırmak… Hiçbiri çözüm değildir.   Kendimizi duymak, kendimize dürüst olmak; bazen bir dostla konuşmak, bazen bir günlüğe içimizi dökmek, bazen de profesyonel bir destek almak… Hepsi, yükleri hafifletmenin yollarındandır.   Unutma: İçine attığın her şey seni bir adım daha susturur. Ama sustukça büyür, büyüdükçe ağırlaşır.    “En ağır yük, söylenmeyen sözdür.”
Ekleme Tarihi: 13 July 2025 - Sunday
Mehmet Salih Ardıç

İçimize Atmak, En Ağır Yüktür

Hayatta en çok taşıdığımız yük, çoğu zaman kimsenin görmediği, adını bile koyamadığımız bir duygudur: içimize attıklarımız. Ne var ki, bastırılan duygular yok olmaz; birikir, şekil değiştirir ve zamanı geldiğinde başka biçimlerde karşımıza çıkar.
 
Bazen bir baş ağrısıdır bu yük, bazen sebepsiz bir öfke patlaması. Sessizlikle geçiştirilen her haksızlık, göz ardı edilen her incinmişlik, içimizde çürümeye bırakılmış duygulara dönüşür. Kırılmak, üzülmek, incinmek doğaldır; ama en büyük hatayı, bunları görmezden gelerek yaparız. İçimizde tuttuğumuz şeyler, bizi biz olmaktan uzaklaştırır.
 
İçimize attığımız her cümle, konuşulmamış her kırgınlık, bir gün bedenimize veya ruhumuza sızar. Psikolojik danışmanlık odalarında başlayan pek çok hikâyenin kökeninde, konuşulamamış acılar, görülmemiş ihtiyaçlar yatar.
 
Kimi zaman “Aman boşver, değmez” diyerek geçiştiririz. Oysa en çok da kendimizi değersizleştiririz bu cümleyle. Değmediğini düşündüğümüz her duygu, aslında bizden bir parçadır. Yok saymak, reddetmek, bastırmak… Hiçbiri çözüm değildir.
 
Kendimizi duymak, kendimize dürüst olmak; bazen bir dostla konuşmak, bazen bir günlüğe içimizi dökmek, bazen de profesyonel bir destek almak… Hepsi, yükleri hafifletmenin yollarındandır.
 
Unutma: İçine attığın her şey seni bir adım daha susturur. Ama sustukça büyür, büyüdükçe ağırlaşır.
 
 “En ağır yük, söylenmeyen sözdür.”
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergercek.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.