Bir sabah uyandığınızda saatinizin tıkırtısını değil, iç sesinizin çırpınışını duyarsanız… bilin ki zaman sadece takvimde akmıyor; sizin iç dünyanızda da bir nehir gibi sürükleniyor.
Çoğu insan zamanı saatle ölçer. Oysa ben zamanı renklerle hatırlarım.
Bir dostun kahverengisi, bir vedanın grisi, bir aşkın kırmızısı...
Bir ömürlük hatıralar, gözle değil kalple ölçülen anlarda birikir.
Dakikaların Vicdanı
Zamanın bir vicdanı olduğuna inanırım.
Beklediğiniz bir mesaj gelmediğinde, bir cümle yarım kaldığında, içinize çöken o his...
Zamana değil, beklentiye takılır.
Çünkü her beklenti, içimizde zamana karşı kurulmuş bir pusudur.
Durmayan Ama Dokunan
Zaman geçer, bunu herkes bilir.
Ama bazı zamanlar vardır, geçmekle kalmaz, size dokunur.
Gözünüzün kenarındaki çizgide, babanızın susuşunda, annenizin eski bir bakışında...
Zamanı sadece geçen değil, iz bırakan olarak da yaşarız.
Ve Bugün…
Bugün, bir saatin kaç olduğunu sormadan yaşayın.
Hangi anın size dokunduğunu fark ederek, hangi rengin içinizde iz bıraktığını düşünerek geçirin.
Çünkü gerçek zaman, ruhunuzun ne hissettiğidir.