Toplumsal Cinsiyet ve Kültürel Dönüşüm Üzerine
Çoğu zaman güçlü kadını yüksek sesle tanımlar dünya.
Başarılı, kendine yeten, hedeflerine yürüyen, dik duran…
Ama bir de görünmeyen yönü vardır kadının: Gölgede kalan gücü. Anlatılmayan, görülmeyen, sessizce şekil veren tarafı…
Kadının Gölgesi Nedir?
Kadının gölgesi; bastırılmış duygularının, susturulmuş fikirlerinin ve görmezden gelinen varlığının birleşimidir.
Ama aynı zamanda bu gölge, onun içsel bilgeliğidir.
Erkek egemen sistemin tanımlayamadığı ama kadın olmanın özünden doğan sezgisel bir kudrettir.
O gölge, mutfakta pişen çorbanın buharında, sabah okul yolunda tutulan minik bir elde, büyük hayallerinden vazgeçip ailesine nefes olan bir sessizlikte yaşar.
Kadın, Sadece “Görünür Başarı” Değildir
Bir kadının topluma kattığı en büyük değer; başarı tablolarında değil, hayatın dokusunda hissedilir.
Bir sözünde, bir bakışında, suskun kaldığı ama anlamla dolu bir cümlede…
Kadın bazen bir okuldan mezun olur, bazen bir çocuğun ilk kelimesinde yeniden doğar.
Deyimle Bitireyim:
“Gölge etme, başka ihsan istemem.” der Diyojen.
Kadınlar ise sessizce şöyle der:
“Gölge olsam da ışığa yön veririm.”
Son Söz:
Kadınların yalnızca ışıkta parlayan değil, gölgede büyüyen gücünü de tanımalıyız.
Çünkü bazen bir toplumun gerçek dönüşümü, görünmeyenin içindedir.