Dünyada en çok konuşanlar değil, en çok düşünenler şekil verir geleceğe.
Gürültünün ortasında, sessizce kenarda duran biri; belki de bir milletin kaderine yön verecek fikri içinde büyütüyordur.
Bugün sosyal medyada, ekranlarda, sokakta herkes konuşuyor.
Ama kim dinliyor?
Az konuşanları hemen 'çekingen', 'pasif' ya da 'görünmez' sanıyoruz.
Oysa gerçek fikir, gürültüde değil; sükûnetin içinde büyür.
Sessizlik bir boşluk değil, bir doluluğun habercisidir.
Konuşmayan biri, belki de kelimelerin kifayetsizliğini keşfetmiş kişidir.
Çünkü bazı hakikatler, sadece susularak anlatılabilir.
Toplum olarak çok konuşup az düşündüğümüz için, fikirler çabuk tüketiliyor.
Halbuki biraz susmayı, biraz beklemeyi, biraz gözlemlemeyi öğrensek; fikir penceremiz buğulu camdan berrak bir manzaraya dönerdi.
"Fikirlerin en gür olanı, en sessiz söylenendir."