Bir zamanlar insanlar konuşarak anlaşırdı.
Şimdi ise susarak kırılıyor.
Kelimeler ya çok tüketildi ya da hiç seçilmeden söylendi.
Ne söylediğimizin değil, nasıl anlaşıldığımızın önemi arttı.
Ama kimse anlamak için dinlemiyor artık.
Bir “özür dilerim” cümlesi,
Bir “haklısın” itirafı,
Bir “ben buradayım” sesi ne çok şifa olurdu eskiden.
Şimdi herkes bağırıyor ama kimse duymuyor.
Peki soru şu:
Kelimeler mi eskidi, biz mi haddini unuttuk sözcüklerin?
Belki de yeniden susmayı, dinlemeyi ve sonra konuşmayı öğrenmeliyiz.
Zira bazı cümleler sessizlikle başlar, içtenlikle tamamlanır.