Bir pencerenin önünde durduğumuzda...
Görüyor muyuz gerçekten, yoksa sadece bakıyor muyuz?
Kalabalıklara bakıyoruz ama insanların içindeki yalnızlığı göremiyoruz.
Ekranlara bakıyoruz ama gerçeği seçemiyoruz.
Aynaya bakıyoruz ama içimizdekini görmekten korkuyoruz.
Görmek, cesaret ister.
Kalbin gözünü açmak ister.
Görmek, yüzleşmektir.
Bakmak ise geçip gitmektir; zahmetsizdir ama değersizdir.
Zaman bizi hızlı bakmaya alıştırdı.
Ama hakikat, ancak yavaşlayanlara görünür.
Ve bil ki, en derin gözler bile; görmeyi öğrenmedikçe sadece seyircidir.
E.Y.