Düşünsene...
Gözlerinin kenarına yerleşen o derin çizgiler, artık bir yazılım tarafından siliniyor.
Yalnızlığın, pişmanlıkların, içten içe taşıdığın yüklerin yerini bir düğmeye basınca gelen mutluluk alıyor.
Gerçek değil ama çok gerçek gibi…
Peki soralım o zaman:
Acı çekmeden öğrenilen bir hayat, gerçekten yaşanmış sayılır mı?
Gülmenin ne anlamı kalır, ağlamak buharlaşırsa?
Sevdiğini özlemeden kavuşmak… Kayıp yoksa değer olur mu?
Teknoloji, insanlığın duygu haritasına müdahale etmeye hazırlanıyor.
Mutluluk simülatörleri, zihin implantları, sahte huzurlar...
Ama insan denilen varlık, biraz da eksiklikten yapılmadı mı?
Günün Cümlesi:
"Her şeyin bir tuşla hallolduğu bir dünyada, insan yavaş yavaş kendisi olmaktan vazgeçer."
– E.Y.