İnsan, Rabb’ine bir adım attığında, o adımı atan artık sadece insan değildir.
Çünkü o bir adımda niyet vardır, teslimiyet vardır, mahviyet vardır.
Ve o bir adımın ardında, Allah’ın bin adımla yaklaşacağına dair bir vaadi gizlidir.
Hakk’a yürümek; büyük işler yapmak, dağlar devirmek değildir.
Bazen bir gönlü incitmemek, bazen bir sabah uyanıp "bugün daha iyi bir kul olayım" demektir.
Asıl olan, o ilk adımdır. Çünkü o ilk adımda kibir değil tevazu, benlik değil hiçlik saklıdır.
Görünmeyeni Görmek
Dünya gözle gördüklerimizden ibaret değildir. Asıl olan, görünmeyeni görebilmektir.
Gözün değil, gönlün gördüğü âlem... İşte hakikat oradadır.
Zira kalp, Allah’ın nazargâhıdır.
Oraya girecek her düşünce, her duygu, misafir değil ev sahibi gibidir.
Onu kimle doldurduğuna dikkat et...
Kırgınlıkla, kinle, şüpheyle dolu bir kalpte ne tecelli olur, ne huzur...
Tevekkül, Teslimiyet, Tevhid
Bir kul ancak tevekkülle hafifler, teslimiyetle yücelir, tevhid ile var olur.
Ne geçmişin pişmanlığına ne geleceğin endişesine saplan.
"Bugün" denilen emaneti güzel taşı.
Unutma: Mevla, kullarına şah damarından daha yakındır.
Yeter ki o yakınlığı idrak edecek bir sükûtun, bir secden, bir "Ya Rabbi"n olsun.