Çocuklar doğduklarında duygularını tanımazlar.
Sadece hissederler. Üzülürler, korkarlar, sinirlenirler…
Ama ne hissettiklerini, neden hissettiklerini ve bu duyguyla ne yapacaklarını bilmezler.
İşte bu yüzden, anne babanın en önemli görevi, çocuğa duygularını öğretmektir.
Bir çocuk öfkelendiğinde “Bağırma!” demek, onun öfkesini yönetmeyi öğrenmesine yardımcı olmaz.
Ona “Öfkelendin, fark ediyorum. Neden öfkelendin, anlatır mısın?” demek gerekir.
Çünkü duygular tanındığında, kontrol edilebilir hale gelir.
Tanınmayan duygu, davranış olur; vurur, iter, bağırır.
Mutluluk, korku, üzüntü, utanç…
Her duygunun adı vardır ve çocuk bunu duydukça öğrenir.
Duygularını konuşabilen çocuk, hem kendini hem başkalarını daha iyi anlar.
Unutmayın; duygularını yönetebilen çocuk, hayatını da yönetebilir.
Çünkü duygularını bastırmak değil, tanımak ve ifade edebilmek özgüvenin temelidir.
“Çocuğun duygularını susturmak değil, anlamasına rehberlik etmek gerekir.”